Mehmet Akif Ersoy sessizliğini bozdu: "Dosyada somut delil yok”
Uyuşturucu soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteci Mehmet Akif Ersoy, avukatları aracılığıyla ilk kez konuştu. Ersoy, hakkında ileri sürülen iddiaların “kurgu ve çelişkili gizli tanık ifadelerine dayandığını” belirterek suçlamaları reddetti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma çerçevesinde tutuklanan Habertürk TV’nin eski Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy, sessizliğini bozdu. Avukatları tarafından kamuoyuna iletilen açıklamada Ersoy, dosyada bulunan ifadelerin güvenilir olmadığını savundu.
Ela Rumeysa Cebeci’den Mehmet Akif Ersoy iddiasına yanıt: Telefonumda fotoğraf yok
Ersoy, “Hakkımdaki gizli tanık beyanları tutarsız, dayanaksız ve gerçeği yansıtmayan iddialardan oluşuyor. Bu ifadelerle özgürlüğümün kısıtlanması hem hukuki hem insani açıdan büyük bir kırılmadır” dedi.
Yaklaşık yirmi yıllık meslek hayatı boyunca tüm çalışmalarının kamuoyunun gözü önünde gerçekleştiğini belirten Ersoy, dosyada somut bir delilin bulunmadığını öne sürdü. Suçlamalara konu olan kişilerle “örgütsel bağ” kurduğu iddiasını reddeden Ersoy, bazı isimlerle uzun süredir herhangi bir temasının bile olmadığını ifade etti.

Mehmet Akif Ersoy'un açıklamalarında şu ifadelere yer verdi;
"Hakkımda yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınmam ve sonrasında tutuklanmam, hayatımın en ağır ve en sarsıcı süreçlerinden biri oldu. Hakkımdaki karar; gerçeğe aykırı, hukuki temelden yoksun ve kişisel husumetle beslenen gizli tanık isnat ve iddialarının gölgesinde verildi. Şahsıma yöneltilen ağır suçlamaların hiçbiri somut delillerle desteklenmedi. Dosyada yer alan gizli tanık beyanları, çelişkili ifadelerden, dedikodudan ve uydurma kurgulardan ibarettir."
"Hukuken de vicdanen de kabul edilmesi güç bir tabloyla karşı karşıyayım. Sorgu aşamasında da açıkça ifade ettiğim üzere; Yirmi yıla yaklaşan meslek hayatım boyunca tüm faaliyetlerim kamuoyunun gözü önünde gerçekleşmiştir; saklı gizli hiçbir işim olmamıştır.
Dosyada hakkımda tek bir somut delil bulunmamaktadır. Gizli tanık beyanları hem kendi içinde tutarsızdır hem de hukuki geçerlilikten uzaktır. Suçlamaya konu edilen kişilerle örgütsel bağ kurmam bir yana, bir kısmıyla yıllardır görüşmüşlüğüm bile yoktur."
"Bugün maruz kaldığım isnatlar, hakkımda bir süredir sistematik biçimde yürütülen bir itibar suikasti, haysiyet cellatlığı zincirinin son halkasıdır. Sosyal medyada üretilen manipülasyonlar, kasıtlı karalama kampanyaları ve belirli çevrelerin yönlendirdiği yalanlar bu süreci beslemiştir. Daha önce de itibarsızlaştırma kampanyalarına maruz kaldım; hukuk önünde aklandım ya da gerekli davaları açtım. Şimdi aynı yöntem, farklı bir kurguyla yeniden sahneye konmaktadır."
"Bazı gizli tanık ifadelerinin, soruşturmanın doğal akışı içinde çökmeğe mahkûm olduğu çok açıktır. Buna rağmen özgürlüğümü kısıtlayan en ağır tedbir olan tutuklama kararıyla karşı karşıya bırakıldım. Bu hukuki değil, insani olarak da büyük bir sarsıntıdır.
Ben bir gazeteciyim. Görevimi kimi zaman savaş cephelerinde, kimi zaman en zorlu koşullarda icra ettim. Kamu yararı, doğruluk ve şeffaflık ilkelerini korumak adına güç koşullarda daima yalnız başıma mücadele verdim. Bu ülkeyi, bu millet vicdanını ve adalet duygusunu her zaman üstün tutmaya gayret ettim. Bugün yaşananlar ise bu değerlere duyduğum inancı sarsılsa da onu ortadan kaldırmaya yetmeyecektir."
"Toplumun farklı kesimlerinden kimselerin bu süreçte gösterdiği sağduyu, insaf ve adalet çağrıları, içinde bulunduğum zorlu günlerde bana güç vermiştir. Vicdanların ölmediğini görmek, umut vericidir. Bu vesileyle açıkça ifade etmek isterim: Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum; bu suçlamalar masumiyetimi gölgelemeyi amaçlayan kurgulardan ibarettir."
"Hukuki mücadelemi kararlılıkla sürdüreceğim. Gerçekler, er ya da geç tüm açıklığıyla ortaya çıkacaktır.
Adalete olan inancımı koruyorum. Bu ülkenin insanlarının vicdanının, eninde sonunda gerçeğin yanında duracağına inanıyorum. Bu zorlu süreçte destek veren herkese, masumiyet karinesini hatırlatanlara ve sağduyusunu koruyanlara yürekten teşekkür ediyorum."
"Bu açıklamayı, kamuoyuna bilinçli biçimde çarpıtılarak sunulan sürecin gerçek yüzünü paylaşmak ve hem mesleki hem ailevi itibarımı korumak adına yapıyorum. Soruşturma sürecinde vereceğim mücadele ile hakkımdaki asılsız iddialara inanmayıp bana güvenenlerin yüzünü kara çıkartmayacağım. Canım ailem, güzel evlatlarım, çok kıymetli dostlarım sizi çok seviyorum. İnanıyorum ki olanlar hayıradır. Kahrı da hoş, lütfu da hoş."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.