İstanbul deprem tahmini değişiyor mu? Prof. Osman Bektaş: "Maksimum 6.6 olabilir"

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, İstanbul'da beklenen olası depremin zamanı ve büyüklüğüyle ilgili uzun yıllardır kullanılan tahminlerin güncel veriler ışığında yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Bektaş, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, kullanılan eski modellerin bazı kritik varsayımları artık karşılamadığını ifade etti.

Google Türkiye'nin 2025'te en çok neyi arattığını açıkladı! Zirvede sürpriz isim

YENİ VERİLER FAYIN DAVRANIŞINI DEĞİŞTİRİYOR

Bektaş'a göre daha önceki deprem senaryoları, Marmara Fayı’nın "tam kilitli" olduğu ve büyük miktarda enerji biriktirdiği varsayımına dayanıyordu. Ancak GPS, İnSAR ve denizaltı akustik çalışmalarından elde edilen yeni veriler, fayın kısmen "creep" yaparak enerjinin bir bölümünü küçük hareketlerle boşaltabileceğini gösteriyor.

Prof. Osman Bektaş riskli depremin konumunu böyle açıkladı: İstanbul değil Bursa!

"MAKSİMUM BÜYÜKLÜK M6,6'YA DÜŞEBİLİR"

Prof. Dr. Bektaş, güncel ölçümlerin deprem enerji bütçesini önemli ölçüde düşürdüğünü belirterek, olası büyük depremin sanıldığı kadar yüksek olmayabileceğini dile getirdi. Bektaş, bu yeni bulguların Marmara'da beklenen maksimum deprem büyüklüğünü yaklaşık M6,6 seviyesine çekebileceğini ifade etti.

Japon deprem uzmanından hayati uyarı: “Deprem çantanıza mutlaka tuz ve streç film ekleyin”

TARİHSEL VERİLERE DAYANAN ESKİ TAHMİNLER

Mevcut resmi senaryolarda kullanılan büyüklük ve zaman tahminlerinin, tarihsel verilere dayalı olduğunu hatırlatan Bektaş, Doğu Marmara'daki 1766 deprem büyüklüğü (M7,2–7,4) ve “30 yıl içinde büyük deprem” beklentisinin tamamen istatistiki analizlere dayandığını aktardı.

Bu çalışmaların ortak noktasının, Marmara Fayı'nın tam kilitli olduğu varsayımı olduğunu söyledi.

"TEKNOLOJİ GELİŞTİ, MODELLER GÜNCELLENMELİ"

Bektaş, modern ölçüm tekniklerinin (GPS, İnSAR, denizaltı akustik çalışmalar) fay davranışına ilişkin yeni bilgiler sunduğunu belirterek, İstanbul depremi için kullanılan tahminlerin çağdaş verilerle yeniden oluşturulması gerektiğini savundu.