Erdoğan'dan Netanyahu'ya 'boş koltuk' çıkışı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tarihin Işığında Diplomasi" temasıyla Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen Bosphorus Diplomasi Forumu'nda önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Genç Diplomasi Derneği tarafından organize edilen etkinliğe katılan Erdoğan, burada genç diplomatlar ve katılımcılarla bir araya geldi.
Konuşmasında, forumun düzenlendiği mekanın tarihsel önemine de dikkat çekti. 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından Yassıada'da yargılanarak idam edilen Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ı rahmetle anan Erdoğan, bu adanın yıllarca "Yaslı Ada" olarak anıldığını hatırlattı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle;
"Saygıdeğer katılımcılar hepinizi hürmetle muhabbetle selamlıyorum. Bosphorus Diplomasi Forumu'nun kapanış töreninde sizlerle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Programda emeği geçen her bir kardeşime tebriklerimi iletiyorum. Forum kapsamında 3 gün boyunca yapılan etkinliklerin hepimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Ülkemizin güçlü yarınları için fedakarca çalışan her bir gencimiz bizim için değerlidir. Umudumuzu artıran bir istikbal yıldızıdır. Asra yön vermekle kalmayıp mührümüzü de vuracağımız Türkiye Yüzyılı gençlerimizin çalışmalarıyla vücut bulacaktır.
Hepinize şimdiden başarılar diliyor, Rabbim yolunuzu da bahtınızı da açık etsin diyorum.
Uluslararası sistemde kırılmalar yaşanıyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra galipler eliyle kurulan düzen işlevliğiyle birlikte itibarını da yitirmiştir. Küresel rekabetin dozu her geçen gün artarken belirsizlikler de dalga dalga yayılıyor. Küresel barış ve güvenlik yerini bitmek bilmeyen savaş ve istikrarsızlık girdabına bırakmıştır. Su ve iklim krizlerinden ticaret savaşlarına, türlü meydan okumalarla karşı karşıyayız. Evrensel değerler rafa kalkmış, uluslararası sistem tamamıyla felce uğramıştır. İnsanlık hakları ve insanlık onuru yara almış, merhamet gibi duygular sessize alınmıştır. Çok büyük bir sistem krizi vardır.
Ülke olarak biz iflas etmiş bu sistemin tüm yükünü çeken bir bölgede yer alıyoruz. Türkiye bölgesinde bir istikrar abidesi olarak yükselse de hadiselerin uzağında bir ülke değildir.
İnsan komşusuna sırtını dönebilir mi? Bu ülke ve bu aziz millet tarihin hiçbir döneminde bana ne dememiştir. Gönül coğrafyasına sırtını dönmemiştir. Yardım çağrılarına kulaklarını tıkamamıştır. İmdat diyenin yardımına koşmuştur. Bu dün böyleydi, bugün de böyle.
Herkes kayıtsız kalsa dahi biz coğrafyamızdaki acılara, zulümlere, sonu gelemeyen çatışmalara duyarsız kalamayız. Savaş baronları ateşe benzin dökerken biz adil bir barış için çalıştık. Şimdi de Filistin'de, Gazze'de bunu yapıyoruz.
Gazze, Yemen ve Suriye sokaklarında yere düşen her can bizim canımızdan can koparıyor.
Filistin'de neler oluyor gördünüz? Ellerinde tencerelerle bir kap yemek alayım diye nasıl çaba gösteriyorlar izlediniz.
Türkiye hiçbir kompleksi olmadan büyüklüğüne yakışır biçimde barış ve huzur için çalışan her kesimle çalışabilen herkesin güven duyduğu bir ortaktır. Bölgesel ve küresel meselelerin çözümüne azami katkı sunuyoruz.
Gazze'de tam 2 yıldır dünyanın gözleri önünde utanç verici bir soykırım yaşanıyor. Sivillerin üzerine bomba yağdırıyorlar. Gazze'de açlık bir kitle imha silahı olarak pervasızca kullanılıyor.
Netanyahu denen katil BMGK'da salondaki boş koltuklara seslenmek zorunda kaldı. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.
Sumud Filosu yelkenlerini şişirmiş Gazze'ye doğru ilerliyor. Gönüllüler Gazze'ye yardım götürüyorlar. İsrail'in devlet terörüne maruz kalan Sumud Filosu'nun umut yolcularına selamlarımızı yolluyoruz. Cenabı Allah yollarını açık etsin onları esirgesin diyoruz.
Unutmayın zalimlerin bir hesabı varsa, Allah'ın da bir hesabı vardır. O hesap galip gelecektir. Bu hesap bambaşka.
Gazze'de çok kayıplar verildi. 2 buçuk milyon insan tarihin en vahşi soykırımına maruz bırakıldı. Dün soykırım şebekesinin başı BMGK'da yalanlarını ve tehditlerini dinleyecek kimseyi bulamadı boş koltuklara konuştu.
Canavarın durdurulmasının şart olduğu görüldü. Filistin'i tanıyan ülke sayısı 150'yi geçti. Filistin'in tanınması geç de olsa önemlidir. Şu soruyu sormadan edemiyoruz; Bu adımlar daha erken atılamaz mıydı? 65 bin masum ölmeden de Filistin'e sahip çıkılamaz mıydı? Katliam kadrosu eliyle tanınmaz hale getirilmeden önce Filistin tanınamaz mıydı?
İsrail saldırganlığının önüne geçilmesi için bu özeleştirinin yapılması gerekiyor. İsrail durdurulmadan Filistin Devleti için konulan irade eksik kalacaktır. Netanyahu, kabinesi ve soykırım kadrosu derhal yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır
Ekonomik olarak İsrail hükümetine Gazze'deki yıkımın faturası ödetilmeli.
Yaslı Adayı güçlü bir Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na çevirecek gençler olarak sizleri görüyorum. Sağ olun, var olun, Allah'a emanet olun."
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.