Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nden yargı paketi değerlendirmesi: Kadınların ve çocukların hayatı pazarlık konusu edilemez
AK Parti imzasıyla Meclis'e sunulan ve MHP'nin de destek verdiği 10. Yargı Paketi, yarın Genel Kurul’da görüşülmeye başlanacak. Muhalefetin tepkilerine yol açan düzenleme önerilerine ilişkin eleştiriler artıyor. Bir değerlendirme de Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nden geldi.
Dernek sosyal medya hesabı üzerinden "2025 İnfaz Düzenlemesi: Kadınların ve Çocukların Hayatı Pazarlık Konusu Edilemez!" başlıklı yaptığı paylaşımda paket içerisinde yer alan maddeleri değerlendirdi.
Yapılan paylaşım şu şekilde:
“İnfaz düzenlemesi” adı altında kadın katillerine ve çocuk istismarcılarına af getirilmesini kabul etmiyoruz.
Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı gibi suçların infaz düzenlemesi kapsamı dışında açıkça bırakılmaması; faillerin cezasını tamamlamadan salıverilmesine yol açmakta, halihazırda tehlikede olan kadın ve çocukların yaşamını daha da tehlikeye sokmaktadır.
Bu düzenlemeler adeta failleri ödüllendirirken mağdurları görünmez kılmakta, toplumda cezasızlığın sürekliliğini pekiştirmektedir.
"MAĞDURLARIN ADALETE ERİŞİMİNİ ZORLAŞTIRMAKTADIR"
Kadına yönelik şiddetle mücadelede faillerin “hak ettikleri cezalar” ile cezalandırılmaması; ceza indirimleri, haksız tahrik savunmaları, iyi hâl raporları ve şimdi de erken tahliye gibi uygulamalarla birleştiğinde, yargıya olan güveni zedelemekte ve mağdurların adalete erişimini zorlaştırmaktadır.
Yeni infaz düzenlemesi, bu güven krizini derinleştiren uygulamalardan biridir.
Denetimli serbestlik ve ikinci defa mükerrerler ile cezasızlık meşrulaşıyor. Yapılan değişiklikle, koşullu salıverilmesine 1 yıl kalmış hükümlüler için denetimli serbestlik hakkı tanınmakta; cezasının yalnızca 1/10’unu çekmiş olması (en az 5 gün) yeterli görülmektedir.
Bu süre, özellikle çocuk istismarı ve cinsel saldırı gibi ağır suçlarda, caydırıcılığın tamamen ortadan kalktığı, mağdurun güvenliğinin ise hiç gözetilmediği bir infaz pratiğine işaret etmektedir.
"CEZASIZLIK POLİTİKALARINI GÜÇLENDİRMEKTEDİR"
Düzenleme ile ikinci defa mükerrir olan hükümlülere dahi koşullu salıverilme imkânı getiriliyor. Kadın cinayetleri, kadına şiddet, cinsel saldırı, çocuğun cinsel istismarı suçlarının da infaz düzenlemesi kapsamı dışında bırakılmayarak failler cezalarını tamamlamadan salıverilmesi zaten tehlikede olan kadın ve çocuk hayatını daha da tehlikeye atıyor, adeta failleri ödüllendiriyor.
Yargı Paketi’nde konutta infazın kapsamının genişletilmesi hususunda düzenleme yapıldığı görülmektedir. Bu düzenlemede özel infaz usulüne tabi hükümlülerin denetimli serbestlikten yararlanmasına olanak tanınmaktadır. Bu düzenleme, kadın mücadelesine büyük bir darbe vurarak cezasızlık politikalarını güçlendirmektedir.
Özellikle konutta infaz usulüyle cezasını çekmesine karar verilen ev içi şiddet faili erkekler bakımından bu karar bir ceza değil, adeta ödül olmaktadır. Mağdurlar, bu süreçte daha da mağdur edilmektedir.
Oysa kadın cinayetleri dosyalarında failin daha önce birçok kez şiddet uyguladığı açıkça ortadadır. Bu kişiler yeniden toplum içine bırakıldığında hedefleri genellikle bellidir: Şikâyetçi olan, uzaklaştırma kararı aldıran, hayatta kalmaya çalışan kadınlar.
ÇOCUK HÜKÜMLÜLER AÇISINDAN NE ANLAMA GELİYOR?
5275 sayılı İnfaz Kanunu’nun 11. ve 15. maddelerinde yapılan değişikliklerle, çocuk hükümlülerin cezalarının eğitimevlerinde infazı hedeflenmektedir. Bu, yüzeyde olumlu bir adım gibi görünse de, pratikte yeterli sosyal destek ve rehabilitasyon mekanizması olmaksızın uygulanacak her düzenleme, çocukları suça iten yapısal sorunlara çözüm olmaktan uzaktır.
İyi hâl raporlarına dayalı değerlendirme sistemi, nesnel denetimden yoksunsa, çocuklar açısından keyfîliğe açık bir alan yaratır. Ayrıca kurallara uymayan çocukların tekrar kapalı kurumlara gönderilmesi, cezalandırıcı yaklaşımın devam ettiğini göstermektedir.
Düzenlemeler ile bazı cezaların alt ve üst sınırları yükseltilmekteyse de bu “cezasızlık” ile mücadele anlamına gelmemektedir. Yargı sistemindeki asıl sorun cezaların süresi değil infazıdır. Bir yandan ceza süreleri artırılırken bir yandan failler salıveriliyor.
Pandemi döneminde, pandemi tedbirleri gerekçesi sunularak hiçbir makul gerekçe ve gerekli tedbir alınmaksızın failler adeta ödüllendirilerek salıverilmiştir. 10. Yargı Paketi de gerekli tedbirleri öngörmeksizin faillerin salıverilmesinin önünü açmaktadır.
Kadınların, çocukların ve LGBTİ bireylerin adeta pamuk ipliğine bağlı kazanımları göz göre göre tehlikeye atılmaktadır. Kadınların ve çocukların hayatı "iyileştirilmiş infaz" denemelerine kurban edilemez! Adalet sisteminde reform yalnızca fail odaklı değil, mağdur odaklı olmak zorundadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.