Naci Görür’den İstanbul için deprem uyarısı: “Yıkımın merkezi Avrupa yakası olacak”

Ataşehir Belediyesi’nin düzenlediği deprem söyleşisinde konuşan deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul ve Marmara Bölgesi’nin ciddi bir deprem tehdidi altında olduğunu söyledi. Görür, Kuzey Anadolu Fayı’nın Türkiye ve dünyada en fazla deprem üreten sistemlerden biri olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Bu fay nerede kırılırsa bir sonraki deprem için batısını hedef haline getirir. 1999’da Kocaeli’nde kırıldı, batısında biz varız. İstanbul’da en az 7,2 büyüklüğünde deprem olma olasılığı çok yüksek.”

ZAMAN DOLDU: MARMARA DEPREMİ KAPIDA

Kuzey Anadolu Fayı’nın yaklaşık 250 yılda bir büyük deprem ürettiğini belirten Görür, en son büyük depremin 1766’da olduğunu hatırlatarak, “250 yıl eklediğinizde 2016 yılına geliyorsunuz. Marmara’nın deprem üretme zamanı doldu. Dua ederek bu mekanizmayı durduramazsınız” dedi.

YIKIMIN MERKEZİ AVRUPA YAKASI

Görür, olası bir depremde en fazla hasarın Avrupa Yakası’nda yaşanacağını, bazı bölgelerde şiddetin 8 ila 9 arasında olabileceğini ifade etti. Zemin yapısının suya doygun ve deprem dalgalarını büyüten özelliklere sahip olduğunu vurgulayan Görür, deniz kenarındaki bölgelerde yıkım riskinin yüksek olduğunu söyledi.

ÇÖZÜM: DEPREM DİRENÇLİ KENTLER

Depremi durdurmanın mümkün olmadığını ancak can kaybının önlenebileceğini belirten Görür, Japonya ve California örneklerini vererek, “Bilim temelli kentsel dönüşüm ile yüksek şiddetli depremler can kaybı olmadan atlatılabilir” dedi.

SİYASET ÜSTÜ BİR BEKA MESELESİ

Halkın talepkar olması gerektiğini vurgulayan Görür, “Deprem dirençli kent sözü vermeyen siyasetçiye oy vermeyin” çağrısı yaptı. Belediyelerin acil eylem planı oluşturması gerektiğini belirterek altı koordinatörden oluşan kriz ekipleri kurulmasını önerdi.

Görür, sözlerini şu cümleyle tamamladı:

“Deprem hayatın ta kendisidir. Onu durduramazsınız. Ama bilim ve akılla, sevgi ve dayanışmayla can kayıpsız atlatabilirsiniz. Ya bu bilinçle hareket edeceğiz ya da felaketin bedelini hep birlikte ödeyeceğiz.”