Gezi tutuklusu Osman Kavala'dan Ayşe Barım açıklaması: Gerçekliği tahrif etme ve algı yaratmanın çarpıcı örneği

Gezi tutuklusu Osman Kavala'dan Ayşe Barım açıklaması: Gerçekliği tahrif etme ve algı yaratmanın çarpıcı örneği
Gezi davasından tutuklu Osman Kavala, menajer Ayşe Barım'ın tutuklanmasına ilişkin yaptığı açıklamada; "Ayşe Barım’la ilgili yapılanlar, Gezi davasında yaşadığımız gerçekliği tahrif etme ve algı yaratmanın çarpıcı bir örneği" ifadelerini kullandı.

Gezi Parkı davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan ve 7 yılı aşkın bir süredir Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutulan iş insanı Osman Kavala, protestoları planladığı gerekçesiyle tutuklanan ID Danışmanlık Limited Şirketi'nin kurucusu ve ortağı menajer Ayşe Barım ile ilgili mesaj gönderdi.

Barım'ın tutuklanmasının Gezi davasında yaşananlara ilişkin gerçekliği tahrif etme ve algı yaratmanın çarpıcı bir örneği olduğunu söyleyen Kavala, "Savcılığın elindeki telefon trafiği kayıtlarından Barım’la konuşmalarımızın Gezi protestoları bittikten sonraki tarihte başladığının anlaşılmaması mümkün değil" dedi.

Kavala, Barım’ın, belediye başkanlarının, siyasetçilerin ve gazetecilerin tutuklanmalarında görülen ortak özelliğin, artık suçlamalar ile suçlananların eylemleri arasında hukuki ilişki kurma ve inandırıcı delil ortaya koyma gereği duyulmaması olduğunu ifade etti.

'BİR SÜREDİR İZLEDİĞİMİZ TUTUKLAMALAR ENDİŞE VERİCİ'

Kavala, avukatları aracılığıyla ilettiği mesajında şu ifadelere yer verdi:

"Bir süredir izlediğimiz tutuklamalar endişe vericidir. Ayşe Barım’la ilgili yapılanlar, Gezi davasında yaşadığımız gerçekliği tahrif etme ve algı yaratmanın çarpıcı bir örneği.

İstanbul Başsavcılığı’nın 24 Ocak’ta kamuoyuna yaptığı açıklamada, Barım’ın gözaltına alınma gerekçelerinden birinin, benimle Gezi olaylarıyla ilgili yoğun iletişiminin tespit edilmesi olduğu belirtiliyor. Halbuki savcılığın elindeki telefon trafiği kayıtlarından Barım’la konuşmalarımızın Gezi protestoları bittikten sonraki tarihte başladığının anlaşılmaması mümkün değil.

'İNANDIRICI DELİL ORTAYA KOYMA GEREĞİ DUYULMUYOR'

Gezi öncesinde, sırasında ve sonrasında telefonlarım dinleniyordu. Savcı iddia edilen türden hiçbir konuşma olmadığının bilgisine de sahipti. Barım’ın, belediye başkanlarının, siyasetçilerin ve gazetecilerin tutuklanmalarında görülen ortak özellik, artık suçlamalar ile suçlananların eylemleri arasında hukuki ilişki kurma ve inandırıcı delil ortaya koyma gereği duyulmamasıdır.

Bu uygulama Gezi davasında yetkin hale getirildi, Gezi davası kamuoyunu bu uygulamaya alıştırmak için kullanıldı. Son günlerde ortaya çıkan Gezi protestolarını kriminalize etme gayretinin de bu amaca hizmet ettiğine inanıyorum."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.