CHP'nin Antalya mitingine binlerce vatandaş katıldı: Özel'den çarpıcı açıklamalar!

Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yürütülen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin yeni adresi Antalya oldu. Miting, Kepez Turgut Özal Kapalı Spor Salonu Önü'nde saat 18.00'da başladı. CHP lideri Özgür Özel çarpıcı açıklamalar yaptı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla başlatılan "Millet İradesine Sahip çıkıyor" mitinglerini devam ediyor. Bu seferki mitingde yeni adres Antalya oldu. Saat 18.00'da başlayan miting Kepez Turgut Özal Kapalı Spor Salonu Önü'nde yapılmakta.

17.30 CHP MİLLETVEKİLLERİ İMAMOĞLU PANKARTI ASTI

CHP milletvekilleri Antalya Tophane'ye "İmamoğlu'na Özgürlük" posteri astı.

18.20 İMAMOĞLU'NUN MEKTUBU OKUNDU

CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, Silivri'de tutuklu bulunan İBB Başkanı ve Cumnurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun mektubunu okudu.

İmamoğlu, mitinginde şu ifadeleri kullandı:

"Merhaba Antalya! Kadınlara, gençlere, emeklilerimize, bu topraklara, bu Cumhuriyete gönül veren herekse selam olsun.

Zaman zaman toplumlar bir eşikten geçer. İşte bizde o eşiğin tam ortasındayız. Ya yönümüzü adalete, liyakate, ortak akla çevirip yeni bir sayfa açacağız, ya da mevcut düzeni,n bizi içine çektiği belirsizliğe zamanla mahkum olacağız.

Bugün ülkemizde en çok yıpranan değerler başInda adalet duygusu geliyor. Haksızlğa uğrayanlar her geçen gün artıyor. Hakkını arayalanlar ise suçlu gibi gösteriliyor. Oysa bir topluımun ayakta kalabilemsi için önce hukuka, sonra birbirine güvenmesi gerekir. Bu güven kaybı olduğunda ne ekonomistler, ne siyaset ahlakı kalır. Ne de insanlar birbirine tutunabilr. Biz bu güveni yeniden inşa etmeden hiçbir kalıcı çözüm bulamayız. Çünkü adalete sadece mahkeme salolarında değil, tarlada, okulda, iş yerinde, sokakta, hayatın her alanında vardır ve olmalıdır.

İşte biz bu mücadeleye , bu ülkenin insanlarına hak etikleri huzuru, adaleti ve refahı kazandırmak için yola çıktık. Ancak yürüyüşümüzü kumpaslarla, yargı darbeleriyle durdurmak için yapamadıkların bırakmıyorlar. Ancak bilsinler ki bizi de bu milleti de yıldırmazlar. Kumpaslarına da zulümlerine boyun eğmeyeceğiz. İşte iktidar buradaki hayırları görmeli. Ön seçim kampanyası için sizlerle buluştuğumda söylemiştim.

Bu mücadelede Antalya'nın yeri ayrı. Çünkü Antalya sadece bir şehir değil, tarımın, turizmin, teknolojinin geliştiği bir potansiyel alan. Aynı zamanda çevresindeki illerle birlikte bir kalkınma kuşağı oluşturabilecek bir güce sahip. Ancak bu büyük potansiyele rağmen doğru planlamalar yapılmadığı için Antalya'nın zenginliği, Antalya'ya refah getirmiyor. Bir tarafta milyonlarca turiste ev sahipliği yapan oteller var. Öte yanda kira ödeyemeyen insanlar ve aileler var. Destek bulamayan çiftçiler, diğer yanda atıl bırakılmış yatırım alanları.

Bu çelişki tesadüf değil. yanlış tercihlerin, günü birlik politikaların ürünüdür. Biz Antalya'da çevresindeki tüm illeriyle bütüncül bir kalkınma planıyla bakıyoruz. Bölgesel eşitsizlik gelecek, üretimi destekleyecek , teknolojiyi geliştirecek bir yol haritamız var. Kaynakların sadece bir kesime değil, tüm topumun refahına hizmet ettiği, gençlerin göç etmek zorunda kalmadığı bir Antalya hayal ediyoruz.

Bu büyük dönüşüm ihtiyacımız olan tek şey yeni bir yönetim anlayışı ve güölü bir toplumsal dayanışma ruhudur. Demokrasi sadece seçimlerle değil, her gün yeniden kurulması gereken ortak bir yaşam kültürüdür.

19 Mart’tan bu yana siz, meydanlarda demokrasi tarihinin anlamlı duruşlarından birini gösteriyorsunuz. Bu demokrasi nöbetlerinde, adalet buluşmalarında, bir yandan millet olmanın gereği olarak dayanışıyoruz ama aynı zamanda yeni bir yönetim anlayışının ve halkla omuz omuza yürüyen bir siyaseti hep birlikte üretiyoruz.

Demokrasi nöbetleriyle büyüyen bu yürüyüşte, hiçbir vatandaş yalnız değil. Çünkü biliyoruz; bu ülke, bu halk, bu topraklar daha iyisini hak ediyor. O günlere hep birlikte kavuşacağız. Kimseyi geride bırakmayacağız. İnatla, cesaretle, umutla mücadele etmeye devam edeceğiz, her şey çok güzel olana kadar. O zamana dek mücadeleye devam. Önümüz bayram, bu vesileyle hepimizin, tüm İslam aleminin Kurban Bayramı’nı kutluyorum."

18.30 ÖZGÜR ÖZEL KONUŞMASINA BAŞLADI

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Bugün buraya zalimin zulmünden size sığınmaya, Antalya'nın vicdanında yeniden doğmaya. Buraya kendimizi millete emanet etmeye geldik. Size geldik, siz bize geldiniz. Hoş geldiniz. Biz bugün Antalya'ya 'ben, ben' demeye değil, 'biz' demeye, hep birlikte ayağa kalkmaya geldik.

Antalya'ya geleceğimi duyduğunda, bir Yörük dedem çevirdi beni. Dedi ki 'Silivri'ye gittiğinde Ekrem evladıma şunu söyle; Hiç bir zalim çoban yıldızını söndüremez. Toroslar gibi dik dursun Ekrem' dedi. Yörük dedeme dedim ki bu dediğini gölüme aldım, müsaaden olursa bunu Antalya'dan Ekrem başkanıma ulaştırayım. İşte burada sizin huzurunuzda bu sözleri Ekrem başkana iletiyoruz.

Ekrem Başkan Kepez Meydanı'nı görüyor. Peki Erdoğan sen görüyor musun? Sen dalga dalga operasyonlarla milleti korkatacağını sandın. Sen rakiplerini hapse atarak kazanabileceğini sandın. Sen tehdit ettikçe bu meydanlar doluyor. Sen üzerimize yürüdükçe ayaklarımıza yeni ayaklar, omuzlarımıza yeni omuzlar ekleniyor. Çünkü bu millet asırlık kazanımlarına sahip çıkıyor. Emanete sahip çıkıyor. Emaneti, demokrasiyi, sandığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten aldı. O emaneti sana kaptırmayacak.

Yaşadıklarımızın adını doğru koymak lazım. Dünyada iki tane darbe var. Birini askerler birini siviller yapar. 27 Mayıs neyse 19 Mart darbesi de aynı diğerleri gibi bir darbedir ama bu sefer askerler değil arkasında rakibinden korkan birisi var.

Artık arkasında milletin desteği olmayan selefi bir akım. Halefine engelleme yapmak için demokrasi dışı yöntemlere başvurmuştur. Erdoğan rakibi ile sandıkta yarışmaktan korkmuş, bu kez darbe postalla değil cübbe ile gelmiştir.

"ERDOĞAN ŞAPKALARIINA BİR DE CUNTA BAŞKANLIĞINI EKLEMİŞ"

Çoklu makam bozukluğu yaşayan Erdoğan. Cumhurbaşkanlığı, parti başkanlığı gibi şapkalarına bir de cunta başkanlığını eklemiş. Bu darbenin karargâhı Beştepe, silahı yargı, mühimmatını da iftira yapmıştı.

Biz onu iftiralarına, kontrol ettiği yargıya, Saray'dan yönettiği darbeye karşı önce Saraçhane'den, sonra 81 ilden ayrı ayrı büyük bir cesaret ile sesimizi yükselttik. Ve diyoruz ki 'söz milletindir'. Kendisine sesleniyoruz, 'Ey Erdoğan, ben milletim, milli iradeyim. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Adayımı bırak, sandığımı getir'. Adayımı sandıkta yarıştıracağım, cesaretin varsa karşımıza çıkacaksın. Ama şunu bil ki zulmünün sona geliyorsun. Millet kararını verdi, Ekrem İmamoğlu geliyor. Bir devir bitiyor, yeni bir devir başlıyor.

Buradan Erdoğan'a tarih önünde son ihtarımı bulunuyorum. Kendi geleceğin için kumpaslar uğrunda, böyle savcılara talimat verip, sonra da arkasına geçme, adaletten şaşma. Çünkü bu sefer yaptıklarını bırakmayacak, Ekrem başkanı yanına bırakmayacak, seni indireceğiz. Onu o makama mutlaka getireceğiz.

"DÜNÜN MAĞDURU OLAN ERDOĞAN, ARTIK BUGÜNÜN ZALİMİDİR"

Erdoğan da geçmişte bir çok soruşturmaya muhatap oldu. Hatırlayın, terörle, yolsuzlukla, çete kurmakla yargılandı. Ama bir günden bir güne kapısı sabah polis yollanmadı. Bir gün tutuklu yargılanmadı. TRT ekranlarında üzerine yalanlar, iftiralar boca edilmedi. Pankartları yasaklanmadı, geceleri duvarlardan sökülmedi. Cezaevindeyken şiir albümü çıkardı. Ziyaretçi kısıtına gidilmedi. Ziyaretçi rekoruyla övündü. Ancak Erdoğan kendisine yapılamanı rakibine yapıyor. Kendisine yapılmayan zulmü Ekrem başkana yapıyor. Dünün mağduru olan Erdoğan, artık bugünün zalimidir.

"EY AKIN GÜRLEK. SEN SAVCI MISIN, YOKSA MAFYA MISIN?"

Bilinsin ki kurulan kumpas, FETÖ dönemleri kadar kirlidir. Yargı yine talimatlıdır, kararlar yine sipariştir. Tanıklar yine gizlidir. Dosyalar yine boştur. İftiralar yine zehirlidir. 74 günün sonunda köşeye sıkıştılar. Panik veresindeler. Bundan çıkabilmek için iftira at kurtul politikasına geçtiler. Daha önce kadın tutukluları tehdit ettiler deşifre ettik. Şimdi son bir tutukluyu cezaevinden kimseye haber vermeden, avukatı olmadan savcılığa götürüp iftiracılığa zorladırlar. Tehdit ettiler, Ekrem başkanı suçlamazsan içeride çürürsün dediler. Buradan o başsavcıya, adınla soruyorum 'Ey Akın Gürlek. Sen savcı mısın, yoksa mafya mısın?'. Boş olan dosyanı iftiralarla doldurmak için bu yollara nasıl başvurursun.

"5 DEĞİL 55 DALGA DA YAPSANIZ DA BU MİLLETİ TESLİM ALAMAYACAKSINIZ"

Son olarak 47 kişiyi daha gözaltına aldı. Ey darbeciler size Antalya'dan sesleniyorum. 5 değil 55 dalga da yapsanız da bu milleti teslim alamayacaksınız. Bu meydanı teslim alamayacaksınız. Ve emin olun sonuna kadar mücadele edeceğiz. Gencecik kardeşlerimize bunları yapanlar bilsinler ki, bizim bibimizle bağımız siyaset bağı, çıkar bağı değildir. Bizim birbirimizle olan bağımız, bir kavgaya birlikte inanmanın, bir mücadeleyi birlikte verebilmenin bağıdır."

AHTAPOT VİDESU İZLETTİRİLDİ

CHP Genle Başkanı Özgür Özel, Antalya'da da, "İzleyelim. 'Ahtapot' neymiş? Kolları neredeymiş?" diyerek ahtapotlu arşiv videosu izletti.

Özel, konuşmalarını şu sözlerle sürdürdü:

"Ahtapot sarayda. Ya Erdoğan öyle iftirayla ahtapot ararsan. Gerçek ahtapotu Antalya'da görürüsün. O saraydaki ahtapotun da, o ellerinin uzandığı her yerdeki yapılan o yolsuzlukların da teker teker hesabını Türkiye'de bağımsız yargı soracak. Hiçbirimiz karışmayacağız.

Mahkemeler önünde hesap verecekler. 19 mar darbesi maalesef bir kara delik gibi milletin her şeyini yutuyor. Milletin alın teri bir kişini ihtirasına kurban ediliyor. Sadece sattıkları döviz rezervi 60 milyar doları aştı, borsa çöktü, yabancı yatırımcı kaçtı. Yani 86 milyona bölünce bu meydandaki herkes, Türkiye'deki herkes, dün gece doğan bugün kundakta olan da ölüm döşeğinde olan da cebinden 27'şer bin lira kaybetti! Hepimiz! Bu parayla eli öpülesi emeklilerimize ayda 30 bin lira verebilirdik, 10 yıl boyunca.

"12 MİLYON İŞSİZİMİZE 15 BİN LİRA İŞSİZLİK MAAŞI VEREBİLİRDİK"

Bu parayla Türkiye'deki bütün çiftçilerin borçlarını kapatır, üstüne para da verebilirdik; atanmayan öğretmenleri atayabilir ve 3 yıllık maaşlarını verebilirdik. Yıl boyunca sosyal yardım alan 4.6 milyon yoksulumuza 40'ar bin lira maaş verebilirdik. 12 milyon işsizimize 15 bin lira işsizlik maaşı verebilirdik.

Şuan da 1.7 milyon öğrenci KYK bursuyla geçinmeye çalışıyor. Tüm bu öğrencilere 3 bin değil 30 bin lira burs verebilirdik. Ama bu parayı millete vermediler, bu parayı Ekrem İmamoğlu'nu hapse atmak için harcadılar. Söz veriyoruz bu organize kötülüğü bitireceğiz. İmamoğlu'nu da bu milletin hakkını bunlardan söke söke alacağız."

"ÇİFTÇİYİ YOK SAYANLARA YAZIKLAR OLSUN!"

Çiftçileri ve Antalya'nın sorunlarında bahseden Özel, şunları söyledi:

"Almanya'dan Antalya'ya 3 saatte geliyorsun Antalya'dan Alanya'ya 3 buçuk saatte gidiyorsun. Antalya Alacabey tünelleri bitmedi. Finike, Demre, Elmalı, Kaş bağlantı yolları yetersiz. Gazipaşa-Anamur yolu onlarca yıldır sürüncemede. Kuzey Çevreyolu ve Batı Çevreyolu tamamlanmadı. Antalya-Isparta Otoyolu 25 yıldır bitmedi. Demiryolundan mahrum bırakılan Antalya için ihale bile yapmadılar. Hem ihracat yapan hem ülkeyi besleyen Antalya çiftçisine ise bir dokun bin ah işit! Gübre, ilaç, fide, mazot kat kat arttı! Ürün fiyatı 3 sene önceyle aynı. Antalya'nın yaş sebze meyve ihracatı, artacağına yüzde 7 azaldı. Türkiye'den Rusya'ya domates gümrükleniyor, burada maliyet 300 dolar İran'da 125 dolar. Türk TIR'ları 3 kat pahalıya gümrükleniyor. Nasıl rekabet edecekler! Ziraat Bankası kredilerinde faiz yüzde 4 buçuktan, yüzde 25'e çıkmış. Burada çiftçi dert ekip kahır biçiyor. Çiftçiyi yok sayanlara yazıklar olsun!

Antalya'nın hallerini bakanlığa bağlamak istiyorlar. Buradan Cumhurbaşkanı adayımız adına Antalya'ya şu sözü veriyorum, Bir sonraki cumhurbaşkanı, çiftçiye kulak kapatan, canı sıkılınca 'Al ananı da git!' diyen değil, birinci Cumhurbaşkanı gibi 'Köylü milletin efendisidir!' diyen bir Cumhurbaşkanı olacak.

"SARAYA BAĞLI REKTÖR BU GENÇ KARDEŞLERİME MEZUNİYET TÖRENİ YAPTIRMADI"

Darbeye direnişin en ön safında hep bu genç kardeşlilerim vardı. Barikatları yıktılar, Saraçhane medyanını doldurdular. Tüm Türkiye'de gençler hep en ön plandaydı.

Antalya’da Akdeniz Üniversitelilerle ne kadar gurur duysanız azdır. Ancak Akdeniz Üniversitesi’nin gurur duyulacak gençlerinin yanında bir de utanç duyulacak rektörü var. Sokaklara çıkan, iradelerini savunan gençler bugün aramızda. Akdeniz Üniversitesi’nin göbeğinden saraya bağlı rektörü bu pırıl pırıl genç kardeşlerime mezuniyet töreni yaptırmadı. Korktu onlardan.

Akdeniz Üniversitesi sizlerle gurur duyuyoruz. Şimdi hep beraber 10’dan geriye sayıyoruz. Akdeniz Üniversitesi’nin öğrencileri, tüm Türkiye’nin gözü önünde, yüz binlerce kişinin geri sayımıyla kep atıyor. Akdeniz Üniversitesi’nin rektörü işine gelene fahri doktora veriyor, işine geleni alkışlatıyor.

Kendi diploması olmayan biri hem öğrencilerimizin dilinden anlamayan, onların ruhunu bilmeyen, onların coşkusuna ortak olamayan bir rektör atamış. O rektör de mezuniyetlerini iptal etmiş. Biz bu kardeşlerimin her biriyle ayrı ayrı gurur duyuyoruz. Bu meydandan, Akdeniz Üniversitesi’nden ve bütün üniversitelerden mezun olan evlatlarımız için en kuvvetli alkışı duymak istiyorum. Hepinizi çok seviyoruz arkadaşlar, iyi ki varsınız. Akdeniz Üniversitesi’ne arkadan gelen sesi duyuyor musunuz? Antalya sizinle gurur duyuyor.

"EKREM BAŞKAN KÜÇÜCÜK HÜCRESİNDE DİMDİK AYAKTA"

‘Her şey çok güzel olacak’ sesleri arasında Ekrem Başkan küçücük hücresinde dimdik ayakta. Yerin yedi kat üstünde bir yerde büyük bir mutlulukta moral olarak. Ama onlar saraylarında yeri yedi kat dibindeler. Sıcak salonlarından ayrılamayanlar, çarşıya pazara tarlaya inmiyorlar. Ama onlar saraylarında yerin yedi kat dibindeler.

Erdoğan’ın partisi yüzde 30’un altına düştü. Yarın sandık gelse, iktidarda değil. Biraz önce gördüğünüz ortağıyla birlikte toplam yüzde 35 bile değiller. Yarın sandık gelse Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı. Milletin iktidarını geciktirebilirler ama asla engelleyemezler. Aday olmak istiyorsa, buyursun gelsin. Karşımıza çıksın. Bu Kasım’dan geçi yok yarışalım, millet kararını versin. Aday olamıyorsa oğlu mu geliyor, damadı mı geliyor, birbirini yiyen bakanları mı geliyor, kim geliyorsa gelsin.

"SEN HİÇ ANAYASA YAPMADIN Kİ, HEP ‘BANA YASA’ YAPTIN"

Meşruiyeti kalmamış bir iktidar, meydanlardan istifa sloganlarını duyar. Güya bir de bu meşruiyeti kalmamış adamlar, Anayasa yapacakmış. Sen Anayasa’yı defalarca değiştirdin. Sen hiç Anayasa yapmadın ki, hep ‘Bana yasa’ yaptın. Anayasa her doğan çocuk için yapılır, sen her doğana değil Erdoğan’a Anayasa yaptın. Bu Anayasa zaten Kenan Evren’le Tayyip Erdoğan’ın ortak Anayasası’dır.

Bu millet darbecilere Anayasa yaptırmaz, ‘12 Eylül darbe Anayasasını değiştirelim’ derken 19 Mart darbecileri ile birlikte bu millet Anayasa yapmaz. Bu iktidar, yağmursuz bulut gibi. Gökyüzünü karartıyor ama millete bir damla su düşürmüyor. Bereketsiz bunlar. Bunlarla Anayasa’yı bırakın, oturup birlikte menemen bile yapılmaz.

“İMZA SAYIMIZ 20 MİLYONA YAKLAŞTI ”

Dünya tarihinin en büyük imza kampanyasını hep beraber sürdürüyoruz. Buradan ilan ediyorum. İmza sayımız 15 milyonu aştı, 17 milyonu aştı, 20 milyona yaklaştı. Hedefe ulaşmamıza çok az kaldı. Ama artık imza vermeyenleri bulmak, onları ikna etmek sizlere kalıyor. Sesimi duyan herkese şunu söylüyorum. İmza vermeyenleri imza vermeye, verdiyse bir yakınını imza vermeye götürmeye davet ediyorum. Yarına bırakmayın, bırakırsanız bu darbecilerin yanına kalır. İmzalar tamamlandığında, bu millet bu iktidara gücünü göstermiş olacak. Bütün dünya bu milletin gücünü, bu iktidarınsa düştüğü durumu görecekler.

Bilin ki CHP, 100 yıl önceki gibi dimdik ayaktadır, emperyalistlerin karşısında, milletinin yanındadır. Yolumuzda kimse duramayacak. Türkiye İttifakı kazanacak, mutlaka Türkiye kazanacak.

"TÜM SİYASİ TUTSAKLARA HEP BİRLİKTE SAHİP ÇIKIYORUZ"

Şunu bilelim. Tepede biri var. Bir gün Selahattin Demirtaş’ı içeri atıyor, bekliyor ki milliyetçiler onu desteklesin. Bir gün Ümit Özdağ’ı içeri atıyor, bekliyor ki DEM’liler onu desteklesin. Bu oyun, bu ezber bozulmuştur. Türkiye’nin demokratları aynı meydanlarda buluşmuştur. Ekrem İmamoğlu’na da, Selahattin Demirtaş’a da, Ümit Özdağ’a da, tüm siyasi tutsaklara hep birlikte sahip çıkıyoruz. Biz de o demokrasinin tarafıyız, biz muhalefetin birbiriyle kavga etmediği, iktidarla mücadele ettiği büyük bir meydandayız. Hepinizle gurur duyuyorum."

Kaynak:ANKA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.