11. Yargı Paketi’nde kripto varlık ayarı: Kripto cüzdanlara el koyulabilecek

Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunulması beklenen 11. Yargı Paketi taslağı, özellikle dijital ekonomi ve kara para aklama suçlarıyla mücadelede köklü değişiklikler getiriyor. Paketin en dikkat çeken maddeleri arasında, savcılıklara kripto varlık cüzdanlarına el koyma yetkisi verilmesi ve para aklama amacıyla banka hesaplarını 'kiralayan' kişilere de hapis cezası öngörülmesi yer alıyor.

Taslağa göre, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 245/B-(1) maddesinde yapılacak değişiklikle, suç ekonomisine büyük bir darbe vurulması hedefleniyor. Bugüne kadar sadece başkasının hesabını para aklamak için kullananlar cezalandırılırken, yeni düzenlemeyle birlikte hesabını bu amaçla başkasına kullandıran veya "kiralayan" hesap sahiplerine de bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilecek. MLSA Genel Koordinatörü Batıkan Erkoç, özellikle gençlerin hesaplarının bu tür yasa dışı işler için kiralandığına dikkat çekerek, yeni düzenlemenin doğrudan bu kişileri de sorumlu tutacağını belirtti.

SAVCILIK KRİPTO CÜZDANLARINA EL KOYABİLECEK

Paketin en tartışmalı maddelerinden biri ise kripto varlıklara yönelik. Yeni düzenleme, suç ile ilişkisi olduğu düşünülen kripto para cüzdanlarına yönelik bankalar ve kripto para borsalarına "dondurma" yetkisi veriyor. Nihai karar ise başsavcılıklarda olacak ve bu cüzdanlara doğrudan el konulabilecek.

UZMANLARDAN 'ANAYASA'YA AYKIRI' UYARISI

Hukukçular ise düzenlemeyi endişeyle karşılıyor. MLSA Genel Koordinatörü Batıkan Erkoç, T24'e yaptığı değerlendirmede, bu düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğunu savundu. Kripto varlıkların en temel tercih sebebinin devlet tarafından müdahale edilememesi olduğunu hatırlatan Erkoç, "Yeni düzenleme ile kripto varlıklar kripto borsaları ve bankalar tarafından dondurulabilecek. Ve Başsavcılıklar tarafından bu hesaplara el konulabilecek. Dondurma yetkisi, bankalara, ödeme sağlayıcılarına ve kripto borsalarına bırakılıyor" dedi. Erkoç, vatandaşın mülkiyet hakkı altındaki kripto varlıklarına özel şirketler tarafından müdahale edilmesine yasal bir zemin hazırlandığını ve bunun temel anayasal haklara aykırı olduğunu belirtti.