Avrupa elektrik rüyasından uyandı: 2035 benzinli araç yasağı kaldırıldı

Avrupa Birliği, iklim değişikliğiyle mücadele vizyonunun temel taşı olan "Yeşil Mutabakat" kapsamındaki en radikal kararından, ekonomik gerçekler ve artan rekabet baskısı nedeniyle geri adım attı. Daha önce Mart 2023’te kabul edilen ve 2035 yılı itibarıyla benzinli ve dizel dahil tüm içten yanmalı motorlu araçların satışını yasaklayan (yüzde 100 emisyon azaltımı) düzenleme yürürlükten kaldırıldı. Avrupa Komisyonu tarafından açıklanan yeni stratejiye göre, AB’li otomobil üreticilerinin 2035’ten itibaren emisyonlarda yüzde 100 değil, yüzde 90 oranında bir azalmaya gitmeleri yeterli sayılacak.

Elektrikli araçta yeni dönem: Şarjda saatli indirim dönemi başlıyor

Bu strateji değişikliğinin perde arkasında, Avrupalı sanayicilerin "Yok olma tehlikesiyle karşı karşıyayız" çığlığı yatıyor. Sektör temsilcileri uzun süredir; Çin ve ABD’den gelen agresif rekabet, yüksek enerji maliyetleri, batarya ham maddesindeki tedarik sıkıntıları ve elektrikli araçlara yönelik tüketici talebinin beklentilerin altında kalması nedeniyle Brüksel’i uyarıyordu. Özellikle otomotiv endüstrisine bağımlı olan Almanya ve Fransa gibi ekonomilerde artan sosyal ve ekonomik baskılar, AB yönetimini "tamamen yasakçı" tutumunu gözden geçirmeye ve Çin ejderhası karşısında yerli üreticiye nefes aldıracak bir esneklik sağlamaya zorladı.

Yeni düzenleme, içten yanmalı motorlara kapıyı aralasa da üreticilere sıkı şartlar koşuyor. Karara göre, 2035 sonrası için izin verilen yüzde 10’luk emisyon payının, "AB’de Üretilmiş" düşük karbonlu çelik kullanılarak veya e-yakıtlar (sentetik yakıtlar) ve biyoyakıtlar gibi sürdürülebilir enerji kaynaklarıyla telafi edilmesi zorunlu olacak. Bu hamleyle AB, hem yerli çelik endüstrisini desteklemeyi hem de karbon ayak izini dolaylı yoldan düşürmeyi hedefliyor.

Alınan bu kritik karar, 2035 sonrasında Avrupa yollarında sadece elektrikli araçların değil; şarj edilebilir hibritlerin ve temiz yakıt teknolojisine sahip içten yanmalı modellerin de var olmaya devam edeceğini gösteriyor. Avrupa Komisyonu, tamamen elektrikli ve uygun fiyatlı küçük modelleri teşvik etmeyi sürdüreceğini belirtse de, bu strateji değişikliği "bataryalı araç tekeli" yerine teknolojik çeşitliliğin önünü açan bir milat olarak yorumlanıyor.