Fenerbahçe seçiminde Ali Koç ve Sadettin Saran'dan birbirlerine ağır sözler
Fenerbahçe Spor Kulübü’nde olağanüstü seçimli genel kurul heyecanı sürerken başkan adayları kürsüye çıktı. İlk sözü alan Sadettin Saran, mevcut başkan Ali Koç’u sert ifadelerle eleştirerek, geçmişte kendisine yöneticilik teklif edildiğini ancak bugün “hain” ilan edildiğini söyledi. Saran, “Rakip olunca mı hain oldum? Bu en açık tabirle samimiyetsizliktir” ifadelerini kullandı.
Ardından kürsüye gelen Başkan Ali Koç ise, Saran’ın sahibi olduğu bahis şirketinin devriyle ilgili süreci gündeme getirdi. Koç, “UEFA ve FIFA ile temaslarda bulunduğunuzu söylüyorsunuz ama bu şirketin devrini aylarca ertelediniz. Bu durum kulüp için risk oluşturuyor” diyerek rakibini eleştirdi.
Genel kurulda gergin anlara sahne olan karşılıklı açıklamaların ardından gözler yarın yapılacak seçimli kongreye çevrildi.
Ali Koç'un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Fenerbahçe başkan adayı Sayın Sadettin Saran ve muhtemel yönetim kuruluna bakıyorum, başkanlık makamına hakaret eden biri için ellerini bile kaldırmıyorlar. Geldiğimiz nokta işte bu. Yarınki sandık herhangi bir seçim değil, Fenerbahçemiz'in yarınlarına sahip çıkma seçimidir. Sadettin Bey'in sözlerine şunu ekliyorum; sil baştan belirsiz bir maceraya mı atılacağız sabırla verilen mücadelenin meyvesini mi toplayacağız? Yarın bunun kararını vereceğiz.
Biz Fenerbahçemizin çok onanım dönemini tamamladık ve atılım dönemine geçtik ve adımlarını attık. Anladığım kadarıyla sizler için mali bağımsızlığın bir kıymeti yok. Amatör branşlarda Avrupa’nın zirvesindeyiz.
Sıra futbolda, şampiyonlukta. Camiamıza olan şampiyonluk borçlarını ödeyeceğiz. Fenerbahçe’nin geleceğini ileriye taşıyacak ve bunu yapacak en güçlü ekip olduğumuzu da gayet iyi anlayacağınızı düşüneceğiz.
Taraftarlarımız yıldız futbolcular görmek istiyor. Ekonomimiz uygun değilse bunu ne kadar sürekli hale getirebilirsiniz? Mali gücümüz tam istediğiniz noktaya gelene kadar da sponsorluk anlaşmaları yapabilecek yönetim kurullarına ihtiyaç olmaktadır.
Hiç mi iyi yaptığımız işimiz olmamış? Buraya çıktığınızda hakkımızı verecek bir icraatımız olmamış. Öyle mi? Camiamıza kara leke sürecek finansal kaynakları kullanmadık. Yasa dışı yöntemlerle kasamıza gelir koymadık. Tüm bunlara rağmen hem gelirlerimizi artırdık hem de sağlıklı bir ekonomiye kavuşturduk.
Son hafta içinde 2 maçta yaşananlara bakın. Bunlar normal mi? Niye bunlar sadece Fenerbahçe’nin başına geliyor diye hiç sormuyor musunuz?
3 Temmuz üzerinden bize dil uzatanlara soruyorum. Siz 15 Temmuz’un neresindesiniz? İşinize geldi mi bu örgütün yaptıkları lehinize işinize gelmedi mi aleyhinize.
CAS’ta yaptığınız savunmada biz şampiyon olmadık diyorsunuz. UEFA’nın acil kararından yolladılar bizi diyorsunuz.
Ülkemizde girilmedik yer bırakmayan terör örgütü Fenerbahçe’de duvara toslamıştır. Biz 3 Temmuz’da kumpasçılara boyun eğmedik, şimdi ucuz kahramanlıklar peşindeki kırıntılarına mı boyun eğeceğiz?
Asıl mesele şudur. Fenerbahçe, varolma sürecini tamamladı. Şimdi kazanma sürecine hazırlanıyor.
7 sene oldu. Hiç şampiyonluk sözü vermemiştim ama şimdi veriyorum. Artık şampiyonluk şartlarını yerine getirecek bir kadro kurduğumuzu ve ona göre adımlar attığımızı söyleyebiliriz. Öyle ya da böyle şampiyon olacağız. O gün geldiğinde sadece Fenerbahçe şampiyon olmayacak, bir destanın adı olacak. O gün şampiyon olamazsak da onun gereklerini yerine getireceğimizi de bildiririm.
Fenerbahçe başkanı olmak ağır bir sorumluluktur. Bu sorumluluk milyonların onurunu taşımak demektir. Biz Fenerbahçe’y hiç karanlık yollara sokmadık. Sadettin Bey de bu konuya girdi. Seçildiği takdirde bahis şirketini elden çıkaracağını olmazsa kapatacağını söyledi.
Bir insan futbol ailesine girdiği zaman bu şirketin sahibi olmaması gerekmektedir. Hem şirketi elden çıkaracaksın ama başkan olamazsan da şirketinden de olacaksın. Ama bir realite var.
Sadettin Bey 2 Gün sanki bakanlığı biz arıyormuşuz gibi bir hava yarattı ama sonra düzeltti. Şimdi, sizlere bilgilendirme ve kendisine de sorma ihtiyacı hissediyorum.
TFF, UEFA ve FIFA ile yayın işlerinden çok temasta olduğunu söyleyen biri olarak, bu durumun engel teşkil ettiğini biliyorsunuz. Bunun tehlike oluşturacağını bilmenize rağmen, devir işlemler başvurusu için neden Ağustos ayını beklediniz?
Bu konuda seçildiğiniz takdirde size büyük sıkıntı yaratabilecek bir konu neden önceliklendirilmedi? Bu Fenerbahçe üzerinden oynanan bir kumar değil mi? Bakanlığa başvurunuzda küçük olan bir hissenizi çalışanınıza, Saran holdingin büyük hissesini de kızına devredeceğinizi söylediniz. Ama bu sorunu çözmüyor.
Devredeceğiniz şirket bakanlığın lisansı, bunun ciddi bir süreci var. Tamamen kapatsanız da keza öyle… Bu elektrik ışığı değil düğmeye bas kapansın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.