Gençlerde yükselen tehlike! Uzmanlar uyarıyor: Anoreksiya nervoza göz ardı edilmemeli

Uzman Klinik Psikolog Melike Yücel, anoreksiya nervozayı kişinin bedeni ve kilosu hakkında sağlıksız düşünceler geliştirmesiyle ortaya çıkan ciddi bir yeme bozukluğu olarak tanımladı. Bu rahatsızlıkta bireyler, aşırı zayıf olmalarına rağmen kendilerini kilolu hisseder ve bu algıyla yoğun diyet, aşırı egzersiz ya da yedikten sonra kusma gibi davranışlara yönelebilir. Hastalık genellikle ergenlik dönemindeki genç kadınlarda daha sık görülüyor.

FİZİKSEL VE RUHSAL SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR

Yeme bozukluklarının dünya genelinde nüfusun yaklaşık yüzde 10’unu etkilediğini belirten Yücel, anoreksiyanın en ölümcül psikiyatrik rahatsızlıklar arasında yer aldığını vurguladı. "Her yıl yaklaşık 10 bin insan bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu istatistik, konunun ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor" dedi.

TOPLUMSAL BASKILAR VE MEDYA ALGISI ETKİLİ

Yücel’e göre anoreksiya nervoza tek bir faktöre bağlı gelişmiyor. Genetik yatkınlık, kişilik özellikleri, aile yapısı, sosyal baskılar ve travmatik yaşam olayları hastalığın oluşumunda etkili. Özellikle mükemmeliyetçi yapıya sahip, düşük benlik saygısı taşıyan bireyler risk grubunda. Sosyal medya üzerinden yayılan idealize edilmiş beden görüntülerinin, ergenlerde beden algısını bozarak yeme bozukluklarını tetiklediği belirtiliyor.

ERKEN BELİRTİLER HAYATİ ÖNEME SAHİP

Anoreksiyanın erken fark edilmesinin tedavi sürecinde kritik öneme sahip olduğunu söyleyen Yücel, şu belirtilere dikkat çekti: Ani kilo kaybı, yemek alışkanlıklarında değişiklik, kalori hesaplarına aşırı odaklanma, sık sık tartılma, yemeklerden kaçınma, sosyal ortamlardan uzaklaşma, yoğun egzersiz, regl düzensizlikleri, saç dökülmesi, cilt kuruluğu ve depresyon.

TEDAVİ MULTİDİSİPLİNER YAKLAŞIM GEREKTİRİYOR

Anoreksiya tedavisinin yalnızca kilo alımını hedeflemediğini vurgulayan Yücel, “Temel amaç, bireyin yemek ve beden algısıyla ilgili olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmektir” dedi. Tedavi sürecinin psikologlar, doktorlar, diyetisyenler ve aile iş birliğiyle yürütülmesi gerektiğini belirten Yücel, ergen bireylerde aile temelli terapilerin, yetişkinlerde ise bilişsel davranışçı terapilerin öncelikli yöntemler olduğunu ifade etti. Gerektiğinde ilaç desteği de tedaviye eklenebiliyor.

TOPLUMDA FARKINDALIK ŞART

Yeme bozukluklarının önlenmesi için toplumda farkındalık oluşturmanın önemine değinen Yücel, ailelere şu çağrıda bulundu: “Çocuklarınıza sağlıklı beden algısı kazandırın. Açık iletişim kurun, medya okuryazarlığını destekleyin, duygusal dayanıklılıklarını güçlendirin ve gerektiğinde psikolojik destek almaktan çekinmeyin.”