Mattia Ahmet Minguzzi'nin annesinden "SSÇ" tepkisi! ÖKK diyeceksiniz

Oğlunun ölümünün ardından adalet mücadelesi veren Yasemin Minguzzi, sanıkların indirimsiz en üst sınır olan 24 yıl hapis cezası alması talebiyle Bakırköy'de oturma eylemi başlattı. Ancak Minguzzi, sosyal medya üzerinden aldığı tehdit mesajları nedeniyle eylemine son verdi.

"ÖZLERİ KÖTÜ KATİLLER" ÇIKIŞI TARTIŞMA YARATTI

Oturma eylemi sırasında kamuoyunun gündemine oturan "suça sürüklenen çocuk" ifadesi, sosyal medyada ve hukuk çevrelerinde geniş yankı uyandırdı. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Kardelen Ateşci'nin "Suça sürüklenen çocuk mağdurdur" açıklaması, bazı kesimler tarafından hedef gösterildi.

Anne Minguzzi ise sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "SSÇ lafını bundan böyle ağzınıza almayacaksınız. ÖKK diyeceksiniz: Özleri Kötü Katiller. Bu laf hoşunuza gitmese de gerçek budur" ifadelerini kullandı.

BARO'DAN AÇIKLAMA: LİNÇ KÜLTÜRÜ KABUL EDİLEMEZ

İstanbul Barosu, Avukat Kardelen Ateşci'nin açıklamalarının bağlamından koparılarak sosyal medyada hedef gösterilmesine tepki gösterdi. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Çocuk adalet sistemi; cezalandırma değil, onarma, koruma ve topluma kazandırma ilkelerine dayanır. Bu ilkelere yönelik her saldırı, yalnızca bireyleri değil, tüm çocukların geleceğini hedef almaktadır."

Baro ayrıca, sosyal medya üzerinden yürütülen linç kampanyasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.

CEZA TARTIŞMASI SİYASET GÜNDEMİNDE: ERDOĞAN'DAN TALİMAT İDDİASI

Cinayetin ardından çocuk suçlarına verilen cezaların artırılması yönünde siyasi düzeyde de hareketlilik yaşandığı öne sürüldü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, suça karışan çocuklara yönelik ceza mevzuatının gözden geçirilmesi ve daha caydırıcı yaptırımlar uygulanması konusunda talimat verdiği iddia edildi.

HUKUKÇULAR UYARIYOR: DENGE BOZULMAMALI

Çocuk adalet sisteminin, cezadan çok rehabilitasyona odaklı olduğunu hatırlatan hukukçular ise cezaların artırılması yönündeki taleplerin, uluslararası çocuk hakları ilkeleriyle çelişebileceği uyarısında bulunuyor. Hukuk çevrelerinde, bireysel acının ve toplumsal öfkenin adalet sistemine yön vermemesi gerektiği vurgulanıyor.