CHP lideri Özgür Özel'den Düzce'de sert mesaj: "Devran dönecek, darbeciler hesap verecek"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Düzce'de düzenlediği "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinginde açıklamalarda bulundu. Gündeme ilişkin önemli mesajlar veren Özel, iktidarın uygulamalarına sert eleştiriler yöneltti.
Kalabalığa seslenen CHP lideri, halkın iradesine müdahale edenlere karşı kararlı duruş sergileyeceklerini vurgulayarak, "Devran dönecek, darbeciler er ya da geç hesap verecek" dedi.
CHP'den "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi / Düzce #Canlı https://t.co/690YX0XUYW
— ANKA Haber Ajansı (@ankahabera) May 31, 2025
Özel'in konuşmasından satır başları şöyle;
Yüreğinde vatan bayrak ve millet sevgisi olan Düzce hepinize selam olsun. Tarih boyuncu haksızlığa karşı olan Düzce’ye selam olsun. Bugün tüm zulümlere karşı Düzcelilerin vicdanına seslenmeye ve buradan tüm Anadolu’ya seslenmeye geldik. Siz bu büyük bu haksızlığa karşı Saraçhane’de tepki gösterdiniz.
19 Mart darbesinden sonra tüm Türkiye ayağa kalktı. 7 gün 7 gece mücadele verdik. Sabahın erken saatinde kayyum diye kalkanlar, karşısında milleti buldu. Yarın da Antalya'da olacağız. Ama Düzce bizi öyle içten öyle yürekten çağırdı ki; buraya gelmeden, sizinle göz göze gelmeden, bu itirazı buradan yükseltmeden edemedik. Düzce’nin adalet duygusunu unutmuşlar. Kutuplaşma eskide kaldı.
Düzce, AK Parti'nin ya da başkasının kalesi değildir; milletin kalesidir. Türkiye'nin tüm demokratları bir otokrata karşı birleştik. Varsa bir kalem o da bu millete feda olsun.
Zaman zaman bir slogan atılıyor yanlış anlaşılmasın diyorum 'Gün gelecek devran dönecek AKP hesap verecek' diyorsunuz ama gün gelecek devran dönecek darbeciler hesap verecek. Düzce'den tüm AK Partililere sesleniyorum geçmişte AK Partili olmaktan kimse endişe etmesin. Bizim derdimiz bu ülkenin insanlarıyla değil hırsızlarıyla. Sizi kucaklıyoruz.
Ekrem İmamoğlu ile sandıkta yarışmaktan korkanlar, demokrasi tarihimize kara bir leke sürdüler. Aynı 27 Mayıs gibi, 12 Mart gibi, 12 Eylül gibi, 15 Temmuz gibi bir darbeye kalkıştılar. Darbe bu kez postalla, tankla değil; savcı cübbesiyle geldi. 18 Mart'ta bir iftar vakti, Ekrem Başkan İstanbul'da iftar sofrasındayken, 31 yıl önce kendisine verilen diplomayı sırf Cumhurbaşkanı adayı olamasın diye İstanbul Üniversitesi'nden iptal ettirdiler. Buradan, diplomayı gerçekte veren ve iptaline direnen İşletme Fakültesi'nin dekanına, hocalarına teşekkür ediyoruz. Ancak, onlar iptal etmeyince üniversitenin yönetimini toplayıp, ring araçlarını, duvarın boyasını, çevre temizliğini yapmaya yetkililerin diplomayı iptal etmelerini unutmadık. Onu yapanlardan bunun hesabını er geç soracağız.
Sayın Erdoğan etme bulma dünyası, sen namusluca alınmış diplomaya el uzatınca, Düzce gibi güzel memlekette insanlar da sana 'Diplomasız Erdoğan' diye sesleniyor. İstanbul'un iradesine sabahın köründe gözaltı yaptılar. Erdoğan, İBB başkanıyken, Ekrem Başkan'a atılan bu iftiraların hepsine muhataptı. Rüşvetten, irtikaptan, terör örgütüne yardım etmekten yargılandı. Ama bir gün emniyete götürüp, nezarette tutmadılar. Yargılamayı bir gün bile tutuklu yapmadılar. Ceza kesinleştiğinde bile polis göndermediler.
'DÜNÜN MAĞDURU BUGÜNÜN ZALİMİ'
Çıktı Saraçhane'de miting yaptı, davulla zurnayla cezaevine gitti. Kendi deyimiyle Pınarhisar'ı milletimizle kucaklaşmak için medreseye dönüştürdük. Günde yüzlerce kişiyle görüştü. Şiir albümü çıkarttı. Kimse engellemedi. Ama Ekrem başkanın milletvekilleri dışında ziyaretlerine engel oluyorlar.
Herkese hatırlatmak isterim ki, dünün mağduru Erdoğan, bugünün zalimi olmuştur. Erdoğan kendisine yapılmayanları masum rakibine yapmaktadır. Henüz Ekrem Başkan, iddia var iddianame yok. Sanki suçluymuş gibi Ekrem Başkan'ın resimlerine, posterlerine, afişlerine yasak getiren, onun resminden bile korkan bir anlayış var. İşte İmamoğlu'na özgürlük yazan bu resimleri gençlerin ellerinden toplamaya kalkanlar, bugün burada bile gençlik kolunun elindeki resimleri polise toplatmaya kalkanlara şunu söylüyoruz. Afişleri toplamakla bir sonraki cumhurbaşkanını bu gençlerin gönüllerinden sökemezsiniz.
Dün bir arkadaşımızı Kandıra Cezaevi'nden Çağlayan Adliyesi'ne götürüyorlar. Başsavcı ve iki savcı, avukat yok, katip yok. 'Avukatınla rahat konuşamıyorsun, bazıları iftira attı, çocuğuna kavuştu, ifade ver, evine dön' diyorlar.
Bu iftiraları atan kişi Aziz İhsan Aktaş. Bizim belediyelerimizden seçimden önce almış, seçimden sonra bizim başkanlar bıraktırmış. Ama bu kişi, bu belediyelerde bu ihaleleri aldı diye başkanlarımızı içeri alıyorlar.
Kaynak:ANKA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.