Zuhal Olcay’dan ifşa gündemine dair çarpıcı açıklamalar: "Destekliyoruz ama üyelerimize önermiyoruz"

Zuhal Olcay’dan ifşa gündemine dair çarpıcı açıklamalar: "Destekliyoruz ama üyelerimize önermiyoruz"
Oyuncular Sendikası Başkanı Zuhal Olcay, ifşa gündemine dair “Sosyal medya ifşası faydalı ama üyelerimize önermiyoruz” dedi. Olcay, faillerin özür dilemek yerine inkâr edip hayatlarına devam ettiğini vurguladı.

Oyuncular Sendikası Başkanı Zuhal Olcay, Gezi Parkı protestolarından 12 yıl sonra 'protestoları organize ettiği' iddiasıyla tutuklanan menajer Ayşe Barım hakkında "duruşmasına pek çok oyuncu ve sektörümüzden çok insan gitti. Benim baktığım yerden bu da bir dayanışmadır" ifadesini kullandı. Bunun yeterli olmadığını da ifade eden Olcay, "Oyuncuların Ayşe Barım gözaltındayken orada olmaları gerekiyordu" diye konuştu.

Son dönemde sanat camiasında gündeme gelen cinsel taciz ifşaları ile ilgili de konuşan Zuhal Olcay, toplumda özür dileme kültürünün olmadığının altını çizerek "(Faillerin) çoğunluğu çıkıp da “Ben bir hata yaptım, özür diliyorum” demiyor. Hatta demedikleri gibi işine gücüne, hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor" ifadesini kullandı. "Toplumun geneli de zaten “Erkeğin elinin kiridir” ezberinden devam etmeye meyilli" hatırlatmasında bulunan Olcay konuya ilişkin şöyle konuştu:

"Ülkemizde failler kendileriyle yüzleşmek ve özür dilemek yerine “İtibarımla oynandı” gibi jenerik açıklamalarla geçiştiriyorlar durumu. Öyle vakalar var ki aynı adam 20 kadın tarafından suçlanıyor ama bu kişi kalkıp “Bu bir karalama kampanyasıdır” diyerek geçiştirmeye çalışabiliyor. Sen kimsin ki birbirini tanımayan 20 kadın birden birlik olsun seni karalamak için? Tacize uğrayan kişi için bunu anlatma noktasına gelmek zaten çok zor. Bir de o noktaya geldikten sonra bu kez de psikolojik bir saldırıya maruz kalabiliyor kadınlar. Eğer kişi kendini düzeltmek için çaba göstermiyor, kabahatini üzerine almıyor ve aynı davranışa devam ediyorsa, yani 20 kadın birden suçlanıyorsa, o zaman bunun bedeli belki de hiç çalışamamaktır. Sistematik bir inkâr mekanizmasını çalıştırıp duruyorsan evet kardeşim sen hiç çalışma o zaman!"

T24'ten Cansu Çamlıbel'in sorularını yanıtlayan Zuhal Olcay, sinema/TV sektöründeki cinsiyetçiliği de eleştirdi. Sektörde erkeklerin sıklıkla kadınlara dair cinsiyetçi kalıplar kullandığını kaydedin Olcay şu açıklamada bulundu:

"Bizim sektörde çok yaygındır, biz kadın oyuncular için 'O arızadır' derler. Sette en ufak bir şeye itiraz etseniz böyle laf çıkartırlar. Yaşlanmışsan ‘menopozlu karı’ derler. Erkeklerin kendi içlerinde benimsedikleri böyle seviyesiz bir dil var ve bu dili de bütün sektöre yaymışlar yıllar içinde. Biz kadınlar hep seviyeli hep yine de mesleği kollamaya çalışan bir yerden konuşmaya itina ettik. Ama belki de yeni nesil tam bunu kırdı işte. Fark ettiyseniz bu son ifşalarda öncü olan hep gencecik kadınlar, çoğu şu an 20’lerinde, bazıları ilk maruz kaldıklarında daha da küçükmüş. Onlar kırdılar kadınlardaki çekingenliği, izanlı konuşma kaygısını. Biz de gençlerden örnek alacağız."

Sendika olarak tacize maruz kalan üyelerine destek verdiklerini ifade eden Olcay, bu ifşaların sosyal medya üzerinden gerçekleşmesine dair "Tabii ki sosyal medya ifşası da bir yol, hatta görüyoruz ki artık neredeyse en yaygın yol bu. Ama biz sorumluluğumuz gereği üyelerimizi uyarmak durumundayız; 'Sosyal medya ifşası yaparsan karşı taraf da itibarının zedelendiği iddiasıyla sana dava açabilir' uyarısını mutlaka yapmamız bundan" sözlerini kaydetti.

Zuhal Olcay, bir oyuncu olarak kendisini en çok zorlayan sahneyi de açıkladı. 1989’da Almanya’da çekilen ‘Sahte Cennete Veda’ filmindeki cezaevi sahnesinde çok zorlandığını ifade eden Olcay, "Hapse girmeden önce de işte çırılçıplak soyuyorlar. O sahne çekilirken çok zorlandım, epey utandım. Gerçekten çırılçıplaktım ama çömeldim ve tüm vücudumu göstermediler. Almanlar çok dikkat etti, çok az insanla çekildi o sahne ama yine de zorlandım" ifadelerini kullandı. Şimdi bu sahnelerin daha farklı şekillerde çekildiğini kaydeden Olcay "Şimdi bu tür sahneler kapalı sette, kapatıcı giysiler kullanılarak, yakınlık koordinatörü eşliğinde çekiliyor işte. Yani bugün olsa çırılçıplak kalmama gerek kalmaz, çıplakmışım gibi çekilir. Oyunculuk böyle bir şey değil çünkü. Ama bize böyle öğrettiler, 'Oyuncusun, yap' dediler. Oysa ben neden orada kameramanın, makyözün ve diğer insanların önünde çırılçıplak kalayım?" şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.