Uluslararası kurumlardan İstanbul Barosu’na destek

Uluslararası kurumlardan İstanbul Barosu’na destek
60’a yakın uluslararası hukuk ve insan hakları kurumu, İstanbul Barosu’na açılan ceza soruşturması ve davayla ilgili bir ortak açıklama yayımladı.

Uluslararası hukuk ve insan hakları kurumları ortak bir açıklama yayımlayarak, Suriye’nin kuzeyinde gelişmeleri takip ederken öldürülen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin ile ilgili açıklaması nedeniyle İstanbul Barosu’na yönelik, savcılık tarafından “terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suçlarından soruşturma ve dava açılmasının derin kaygı uyandırdığını belirtti.

Human Rights Watch, Federation of European Bars, "Uluslararası Af Örgütü" gibi 60’a yakın kurumun birlikte yaptığı açıklamada, İstanbul Barosu’na yönelik kovuşturma ve soruşturmalara acilen son verilmesi ve Fırat Epözdemir’in serbest bırakılması istendi.

"BU GİRİŞİMLER, ULUSLARARASI İNSAN HAKLARI HUKUKUNA AÇIKÇA AYKIRI"

“Bu soruşturma ve dava, Türkiye’de insan haklarının güvence altına alınmasında ve hukukun üstünlüğünün korunmasında hayati rol oynayan bir kurum olan İstanbul Barosu’nun bağımsızlığına ve işleyişine doğrudan bir meydan okuma anlamına gelmektedir” denilen açıklamada, özetle şunlara yer verildi:

“İstanbul Barosu yönetim kurulu üyelerinden Fırat Epözdemir’in 23 Ocak 2025’te, Avrupa Konseyi kurumlarına yaptığı savunuculuk ziyareti dönüşünde gözaltına alınması, bu kaygıları daha da derinleştirmiştir. 25 Ocak 2025’te Sulh Ceza Hakimliği, Sayın Epözdemir’in ‘terör örgütü üyeliği’ ve ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlarından tutuklanmasına karar verdi. Bu karar, Türkiye’deki hukuk toplumu tarafından güvenilir gerekçelerden yoksun olduğu gerekçesiyle sert bir dille eleştirilmekte ve soruşturmanın İstanbul Barosu’nu hedef alan misilleme girişimlerinin bir parçası olabileceği algısını güçlendirmektedir. İstanbul Barosu’na yönelik bu girişimler, uluslararası insan hakları hukukuna ve hukuk mesleğini düzenleyen ilkelere açıkça aykırıdır.”

"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE VE HUKUK MESLEĞİNİN BAĞIMSIZLIĞINA MÜDAHALE"

Baronun gazetecilerle ilgili açıklamasının ifade özgürlüğü kapsamında olduğu vurgulanan metinde, Avukatların Rolüne İlişkin Birleşmiş Milletler Temel İlkeleri, Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi, Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin hukuk mesleğinin icra özgürlüğü hakkındaki 2000(21) Sayılı Tavsiye Kararı gibi uluslararası belgeler hatırlatılarak, açılan soruşturmanın hukuk mesleğinin bağımsızlığına müdahale olduğu ve savunmaya karşı misilleme yapıldığı belirtildi.
Uluslararası hukuk ve insan hakları kurumlarının, İstanbul Barosu ve Türkiye’de adalet, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerini savunan tüm hukuk profesyonelleriyle dayanışma içinde olduğu vurgulanırken, “Gelişmeleri dikkatle izlemeye devam edeceğiz ve Türkiye’de hukuk mesleğinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumak için gerekli tüm tedbirleri savunmaya hazırız” denildi.

"SORUŞTURMALARA ACİLEN SON VERİLMELİ"

Açıklamada, Türkiye yetkililerine, AB, Birleşmiş Milletler Özel Raportörü ve özel yetki sahibi diğer ilgili mercilere şu çağrılarda bulunuldu:

  • "İstanbul Barosu yönetimini, mesleki görevlerini yetkileri doğrultusunda yerine getirdikleri için hedef alan tüm soruşturmalara ve kovuşturmalara acilen son verilmelidir.
  • Fırat Epözdemir derhal ve koşulsuz serbest bırakılmalıdır.
  • Türkiye’nin uluslararası hukuk uyarınca sahip olduğu, hukuk mesleğinin bağımsızlığını ve ifade özgürlüğü hakkını güvence altına alma yükümlülüklerine riayet edilmelidir.
  • Baroların mesleki görevlerini müdahale veya yıldırma olmadan yerine getirebilmesi güvence altına alınmalıdır.
  • Türkiye Hükümeti’ne acilen, İstanbul Barosu’na yönelik girişimlerle ilgili kaygıları ifade eden bildirimler iletilmelidir.
  • Tüm dünyada hukuk profesyonellerinin bağımsızlığını korumaya yönelik geniş çaplı çabalar kapsamında durum izlenmeli ve raporlanmalıdır.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri ve Avrupa Hukuki İşbirliği Komitesi’ni şu adımları atmaya çağırıyoruz:

  • İstanbul Barosu’na yönelik girişimler ve bunların Türkiye’nin AİHS kapsamındaki yükümlülüklerine uygunluğu hakkında acil bir soruşturma yürütülmelidir.
  • Baroların bağımsız bir şekilde ve misilleme kaygısı olmadan faaliyet gösterebilmesi için Türkiye yetkilileri ile temasa geçilmelidir.

Avrupa Birliği’ni şu adımları atmaya çağırıyoruz:

  • Türkiye yetkilileri ile kurulan temaslarda İstanbul Barosu’na yönelik girişimler kınanmalıdır.
  • Türkiye’de insan hakları ve hukukun üstünlüğü ile ilgili tartışmalarda hukuk profesyonellerinin bağımsızlığının korunması temel bir unsur haline getirilmelidir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.