Özgür Özel: Benim işim ceketi çıkarıp kolları sıvayacak İmamoğlu'nu içerden çıkarmak

CHP'li Özgür Özel Konya mitinginde dikkat çeken açıklamalar yaptı. Özel Ekrem İmamoğlu’nun bir an önce serbest bırakılması gerektiğini vurgulayarak, erken seçim çağrısını da yineledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” sloganıyla düzenlediği miting serisinin dördüncü durağı olan Konya’da vatandaşlara seslendi.

Özgür Özel, konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben “Benim görevim, milletin oyuyla seçilmiş, bu ülkenin umudu olmuş birini içeriden çıkarmaktır. Ceketi çıkarıp kolları sıvayacak olanın yeri dışarısıdır. Adayımı bırak, sandığı getir! Ekrem Başkan’ı yanımda, sandığı önümde görmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.

Yoğun katılımın olduğu mitingde vatandaşlar, “Adalet”, “İstanbul yalnız değildir” ve “Halkın iradesi esir edilemez” sloganlarıyla taleplerini dile getirdi.

Özel’in açıklamaları, hem yargı bağımsızlığına yönelik eleştiriler hem de demokrasi vurgusuyla dikkat çekti.

"BİZ KONYA’YA İNANIYORUZ"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

İtmeyen, çeken Konya; kovmayan, çağıran Konya; uzak değil yakın tutan, bağrına basan Konya, sana geldik. Zalimin kibirinden sana sığındık. Kibirden, böbürlenmeden bıkan, yukarıdan bakanlara karşı milleti oy zamanı baş tacı yapıp sonra unutanlara karşı, yukarıdan milleti karınca gibi görenlere, o milletin yanına geldik. Karıncanın kardeşi olmaya geldik Konya. Bugün dostun evindeyiz. Adalet önünde düğmesi olmayan cübbesini ilikleyenlerle değil, Konya’nın vicdanıyla, hakka niyetiyle gelecek bu topraklara… Buna inanıyoruz. Konya’ya gideceğiz dediğimizde, Kılıçarslan Kent Meydanı’nı istediğimizde, şaşıranlar, uyaranlar oldu. Dediler ki 'Kılıçarslan mı?' Evet, dedik. 'Tayyip Bey bile artık kaçıyor oradan. Tayyip Bey İstasyon Meydanı’na kaçarken, Kılıçarslan’da miting mi olur?' dediler. 'Olur' dedik. Çünkü biz Konya’ya inanıyoruz. Bir büyük adaletsizlikten Konya’ya sığınıyoruz. Konya’nın vicdanına, Konya’nın huzuruna, Hazreti Mevlana’nın huzuruna gidiyoruz. 'Bağrına basar bizi' dedik Konya.

gqbzppvw0aaglh8.jpg

Konya’ya, İstanbul’dan, Başakşehir’den, geçen hafta Mersin’den, Yozgat’tan, Samsun’dan, Maltepe’den, Saraçhane’den selam getirdik. Yozgat’a gidince de, İstanbul’da Başakşehir’de toplanacağız deyince de, Konya’yı da özleyince de dediler ki, 'Oralar birilerinin kalesi, orada toplanılmaz, orada kalabalık olmaz'. Bir şeyde anlaşalım: Ben siyasette kimseyi yuhalatmıyorum. Belli ki yuhalamak istiyorsunuz, o zaman bir kişiyi yuhalayalım. Volkan Konak rahmetli olup da onun arkasından söven, sayan, Çatalca Müftüsü var ya, onu yuhalayın. Ölenin arkasından iyi konuşulur; beddua etmek, kötü konuşmak ona değil, kalanlara da ama en çok Yaradan’a saygısızlıktır. O yüzden sizden ricam: Bu meydanda o saygısızlığı yapan dışında, Yaradan’ın yarattığı kimseye, hiçbir siyasetçiye yuh çekmeyelim. Biz buraya kavgaya değil, biz buraya kucaklaşmaya, helalleşmeye geldik.

"SUÇU HİÇ BAŞKASINA ATMADIK"

Yıllarca 'Konya’da yüzde 7 oy da aldık, yüzde 9'da aldık, yüzde 11-12 aldık' dedik. 'Millet takdir etti' dedik, bir milletvekili çıkardık. Millet takdir etti, hiç belediye kazanamadık ama suçu hiç başkasına atmadık. Konyalı’ya çatmadık. Derdin, sorunun, kusurun kendimizde olduğunu bildik. 'Daha çok çalışacağız, mücadele edeceğiz, anlayacağız, kendimizi doğru anlatacağız' dedik. 31 Mart seçimlerinde Konya’da bir olan Tuzlukçu Belediyesinin yanına Akşehir’i eklerken, Seydişehir’i eklerken, bir gün Ereğli’yi eklerken, Cihanbeyli’yi eklerken, Konya’nın dört kapısında birer büyük ilçeyi alırken, artık adım adım Konya’da gönüllere girerken de kibre, kavgaya zerre kıymet vermedik.

'ŞİKAYETÇİ OLMAYALIM' DEDİĞİMİZ BİR VAKAYI 'YALAN' DİYE SÖYLEMEK YAKIŞMADI

Geçtiğimiz gün miting için gezen aracımıza birileri kötü söz söyleyip, önüne çıkıp olmayacak bir şey yapmışlar. Bunun telefonu geldi, il başkanımız aradı. Dedi ki, 'Asla büyütmeyin'. Oradan çok sayıda haber geldi. Hatta 'Şikayetçi bile olmayın' dedim. Ama bir yandan bu kentin şehremini, bu kenti 31 Mart’ta Konyalıların emanet ettiği Belediye Başkanı, tuttu dün, 'Haberler yalandır, CHP’nin uydurmasıdır, böyle bir şey yoktur' demeye geldi. Sonra çıktı ki iki kişi, elinde silahla, havaya ateş edip küfürlere de, olmadık bir iş yapmışlar. Bana sorarsanız, eğer başkaca kusurları, başkaca sabıkası yoksa o kişilerin biz buradan gittikten sonra serbest kalmasını isterim. Kimse kötü olsun istemem. Kötülük yapana dahi biz dost elini uzatmaya, en fenasına bile dost elini uzatmaya hazırız. Ama seçilmiş, Mevlana’nın türbesine, ailesine ev sahipliği yapan bir belediye başkanına, bizim görmezden geldiğimiz, duyurmadığımız, 'şikayetçi olmayalım' dediğimiz bir vakayı 'yalan' diye söylemek yakışmadı. Bunu da buradan açıkça ifade ediyorum.

"TAYYİP BEY DE KURDUĞU PARTİ İLE İLK YENİLGİYİ TADIYORDU"

31 Mart seçimleri Konya’da büyük bir başarıyı yakalayamasak da kabuğumuzu kırdığımız, dört köşesinden, dört kapısından birer büyük kadim belediyeyi kazandığımız, önemli adımlar attığımız bir gün oldu. O gün, 47 yıldır olamadığımız bir şekilde ekranlara baktığımızda gördük ki Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’nin birinci partisi. Nüfusun yüzde 65’ine, ekonominin yüzde 80'ini yönetecektik. Bu büyük başarı, bizim 50 yıllık, 47 yıllık hasretimizi bitiren bu büyük başarı, Türkiye Cumhuriyeti’nde yerel seçimler tarihinin en büyük başarısı bize nasip olurken, Tayyip Bey de kurduğu parti ile ilk yenilgiyi, ilk kez ikinciliği tadıyordu. Orada herkes gözünü Cumhuriyet Halk Partisi’ne çevirdi. O akşam, seçim gecesi yaptığım ilk konuşmada hepiniz şahitsiniz ki kibir değil, tevazu göstereceğimizi; bunu bir zafer olarak değil, bir görev olarak algıladığımızı; milletin aslında Cumhuriyet Halk Partisi’ne belki de bir yatırım kredisi verdiğini, nasıl yöneteceğini görmek istediğini söyledim. 'Kornalara basmayalım, davullar çalmayalım, bize yapılanları yapmayalım, kimseyi rahatsız etmeyelim' dedim. Dedim ki, 'Bu seçimin kazananı, kaybedeni yoktur. Kazananı millettir, Türkiye Cumhuriyeti’dir, herkestir' dedim.

"BENİM İŞİM, CEKETİ ÇIKARIP KOLLARI SIVAYACAK OLANI İÇERİDEN ÇIKARMAK"

Gençler diyor ki; 'Ceketi çıkar, kolları sıva.' Benim işim, ceketi çıkarıp kolları sıvayacak olanı içeriden çıkarmak. Ekrem Başkan'ı çıkaracağız. 'Ekrem Başkan' diye bağırıyor. O zaman bunun zamanı geldi. Şunu tekrar edelim; Ey Erdoğan, adayımı bırak, sandığı getir, adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Ekrem Başkan, cumhurbaşkanı olsun istiyorum. Alkışlar Ekrem Başkan'a. O da hücresinden Konya'yı alkışlıyor.

Ekrem Başkan, cumhurbaşkanı olduğunda elbette ondan hepimiz hizmet bekleyeceğiz. Birçok şey isteyeceğiz. Benim isteyeceğim tek şey; Ekrem Başkan'dan isteyeceğim bir bakanlık var, o da deprem bakanlığıdır. O bakanlığın yardımcılarının da tüm partilerden olmasıdır. Çünkü, depremin siyaseti olmaz, şakası olmaz.

Kaynak:ANKA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.