Kız çocuklarının ‘görünmez emeği': Evdeki iş yükü okul hayallerini siliyor
İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından yürütülen "Krizler Çağında Çocuk Olmak" başlıklı kapsamlı araştırma, Türkiye'deki kız çocuklarının yaşadığı derin toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gözler önüne serdi. Türkiye genelinde 1500'den fazla hanede yapılan çalışma, kız çocuklarının ev içindeki "görünmez emeğinin" sadece çocukluklarını değil, aynı zamanda eğitim haklarını ve geleceklerini de ellerinden aldığını kanıtladı. Araştırmaya göre bu durum, özellikle sosyoekonomik düzeyi düşük ailelerde okul terki ve çocuk yaşta evlilik riskini tehlikeli bir şekilde artırıyor.
ÇARPICI RAKAMLARLA CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ
Araştırmanın sonuçları, ev içi sorumlulukların kız ve erkek çocuklar arasında ne kadar adaletsiz paylaşıldığını net bir şekilde gösteriyor. Ankete göre, kız çocuklarının yüzde 89'u yatağını toplarken, yüzde 79'u sofra kurup kaldırıyor.Neredeyse yarısı düzenli olarak ev temizliği yapıyor ve yüzde 45'i kardeş bakımı sorumluluğunu üstleniyor. Bu oranlar erkek çocuklarda ise belirgin şekilde daha düşük kalıyor. Araştırmayı yürüten Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, bu durumun okula devam eden kız çocukları için "çifte mesai" anlamına geldiğini ve onların sosyal, duygusal ve akademik gelişimleri üzerinde ciddi bir baskı yarattığını vurguluyor. Semerci'ye göre bu yük, kız çocuklarını çocukluktan yetişkinliğe zorla geçiriyor.
SINIFTA BAŞLAYAN EŞİTSİZLİK: OKUL TERKİ RİSKİ ARTIYOR
Evdeki bu orantısız iş yükünün en somut ve yıkıcı sonucu eğitim hayatında görülüyor. Araştırmanın yapıldığı Şanlıurfa'da ortaöğretimde kız çocuklarının okula devam oranı yüzde 63'te kalırken, bu oran erkek çocuklarda yüzde 78'e ulaşıyor. Prof. Dr. Semerci, bu farkın ardındaki en temel nedenin yoksulluk ve ataerkil gelenekler olduğunu belirtiyor. Semerci, "Ailelerde sınırlı kaynak olduğunda kız çocuklarının okula devamı vazgeçilebilir oluyor. Yoksulluk, kız çocukları için çocuk yaşta evlilik riskini de artırabiliyor" diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekiyor.
Araştırma, kız çocuklarının karşılaştığı zorlukların sadece ev ve okulla sınırlı kalmadığını da ortaya koyuyor. Dijital dünya, bir yandan sosyalleşme imkanı sunarken, diğer yandan siber zorbalık, istenmeyen mesajlar ve kişisel bilgilerin kötüye kullanılması gibi riskleri beraberinde getiriyor. Bulgulara göre kız çocukları, bu tür tehditlerle erkek akranlarına göre daha sık karşılaşıyor. Ayrıca, araştırma kız çocuklarının akademik başarısızlık kaygısı ve beden memnuniyetsizliği düzeylerinin de erkeklere kıyasla daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Araştırmanın sonunda, bu derin eşitsizlikle mücadele etmek için somut çözüm önerileri de sunuluyor. Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, özellikle düşük gelirli ailelerdeki kız çocuklarının okula devamını sağlamak için finansal destek, burs ve nakit transfer programlarının hayata geçirilmesi gerektiğini belirtiyor. Okulu bırakma riski taşıyan öğrencilere yönelik rehberlik ve mentörlük hizmetlerinin güçlendirilmesi, evdeki bakım yükünü azaltmak için kaliteli ve yaygın kreş hizmetlerinin sunulması ve ev içi iş bölümünde eşitliği teşvik etmek için ebeveynlere yönelik farkındalık kampanyaları yürütülmesi, sunulan diğer önemli çözüm yolları arasında yer alıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.