İstanbul’da Karabağ zaferinin 5’inci yılı buluşması
Azerbaycan’ın Karabağ zaferinin 5’inci yılında Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Dr. Reşad Memmedov, Azerbaycan İstanbul Başkonsolosu Nermine Mustafayava ile Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği Dayanışma Vakfı (TADİV) Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar basın mensupları ile bir araya geldi.
TADİV’in organize ettiği Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinin yanı sıra başta Karabağ zaferinin arkasından oluşan yeni durum ve Zengezur Koridoru olmak üzere iki ülkenin uluslararası arenadaki önemli konu başlıkları ele alındı.

‘TÜRKİYE VE AZERBAYCAN’IN ZAFERİ’
Toplantıda basın mensuplarına bir çok alanda Azerbaycan devletinin bakış açısını anlatan ve Türkiye ile Azarbaycan arasındaki kardeşlik bağlarının dünü, bugünü ve geleceğine dönük projeksiyonlarını ortaya koyan Büyükelçi Dr. Reşad Memmedov, "Karabağ Zaferi iki devlet ile tek milletin zaferidir" diye konuştu. Memmedov, “Kafkasya’ya artık bir barış gelmek üzeredir. Ermenistan ile bir barış sürecindeyiz. Azerbaycan, Karabağ zaferinden sonra başka bir devlettir. Zafer kazanmış, toprakları üzerinde egemenliğini kurmuş bir devlettir” diye konuştu.
İstanbul Başkonsolosu Nermina Musafayeva ise Karabağ zaferinin kutlandığı her yıl çok gurur duyduklarını vurgulayarak “O zor dönemde Türk devletinin yanı sıra basın da bizim yanımızdaydı. Azarbaycan’ın hak mücadelesini dünyada ulaştıran tüm basın mensuplarına teşekkür ederiz” diye konuştu.

‘TÜRK DEVLETLERİ İÇİN BİR MİLAT’
Toplantının açılış konuşmasını yapan TADİV Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar, vakfın tüzüğünde belirtilen Türkiye-Azerbaycan dostluğu, işbirliği ve dayanışmasını pekiştirme hedefine vurgu yaparak Karabağ zaferinin Türk devletleri için bir milat olduğunu söyledi.
“Türkiye ile Azerbaycan arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin daha da geliştirilmesi ve Azerbaycan‘ın çok yönlü olarak dünya arenasında tanıtılması Bir Millet İki Devlet felsefesine uygun şekilde destekleriniz ve 44 günlük 2.Karabağ savaşında cephe haberlerinin hem Türkiye’de hem de Batı medyasında objektif şekilde yer alması için adeta seferberlik mahiyetindeki faaliyetleriniz için siz medya temsilcileri kardeşlerimize teşekkürü bir borç biliyorum” şeklinde konuşan Attar, Azerbaycan’ın zaferiyle taçlanmış olan sürecin enformasyon alanında ne yazık ki batı medyasının çifte standardına uygun olarak devam ettiğini belirtti.
Azerbaycan’ın, Karabağ vatan savaşından sonra yeni bir döneme girdiğinin altını çizen Attar, şunları kaydetti: “Hem işgalden kurtarılmış bölgelerin yeniden imarı hem bu bölgelerin dış yatırımcıya ve turizme açılması, hem de yeni süreçte bölgesel barış için Azerbaycan’ın attığı adımlar daha da önem kazandı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev liderliğinde uluslararası camiadaki sağlam yerini daha da güçlü yapan Azerbaycan, dünyanın ilgi odağı olmaya başladı.”

‘KAFKASYA’DA GÜÇ DENGELERİ DEĞİŞTİ’
Attar, Ermenistan işgali altında bulunan bölgelerin, asıl sahibi olan Azerbaycan tarafından geriye alınması sonucunda Azerbaycan ile Türkiye arasında kardeşlik ilişkisinin Şuşa Beyannamesi ile müttefikliğe dönüştüğünün altını “Devam eden süreç Azerbaycan’a yalnızca toprak bütünlüğünü değil, bölgedeki jeopolitik dengeleri de yeniden kurma imkanı verdi. Türkiye ile kurulan güçlü diplomatik ve askeri ortaklığın deklare edilmesi Güney Kafkasya’daki güç dengelerini köklü biçimde etkiledi. İkinci Karabağ Savaşı sürecinde Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişki sistematiğini bir üst boyuta taşınmış duygusal kardeşlikten reel müttefikliğe terfi ettirmiştir” diye konuştu.
‘ZENGEZUR KİLİT KONUMA GELDİ’
Gelinen noktanın Zengezur Koridoru üzerinden şekillenen yeni bir Avrasya jeopolitiği ve stratejik satrancın yeniden gündeme geldiği bir reel politik süreci ortaya koyduğunu da anlatan Attar, sözlerini söyle sürdürdü “Zengezur Koridoru, bugün bölgenin Avrasya coğrafyasını birbirine bağlayan bir geçiş güzergahı olmasının ötesinde, Afro-Avrasya ekseninde düşünülmesi gereken stratejik bir hat haline geldi. Koridor savaşlarının yaşandığı bir dönemde, Zengezur Koridoru hem Çin hem de Batı açısından son derece stratejik ve hassas bir dengenin merkezi konumuna gelmiştir. Bu koridor aynı zamanda, Azerbaycan ve Türkiye’den Orta Asya’ya uzanan Doğu-Batı eksenli "Orta Koridor" ulaşım hattının kilit halkasını oluşturuyor. Dolayısıyla bölgenin önemi yalnızca yüzeyde değil, çok daha derin jeopolitik katmanlarda da kendini gösteriyor.”
Büyükelçi Dr. Reşat Memmedov, Türkiye’nin önde gelen haber kurum kuruluşları ve gazeteci temsilcilerinin sorularını yanıtladı.













Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.