İstanbul uyarısı: Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda baskı artıyor deprem riski yüksek
ABD’nin önde gelen gazetelerinden The Washington Post, İstanbul’un altından geçen Kuzey Anadolu Fay Hattı’na ilişkin dikkat çeken bir analiz yayımladı. Haberde, önümüzdeki 30 yıl içinde şehirde büyük bir depremin meydana gelme olasılığı yüzde 40 ila 60 arasında gösterildi. Milyonlarca insanın yaşadığı, binlerce tarihi yapının bulunduğu İstanbul’un bu riske karşı yetersiz önlemlerle karşı karşıya olduğu belirtildi.
DEPREM OLACAK MI?” DEĞİL, “NE ZAMAN OLACAK?
ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) sismologlarından Thomas Parsons, İstanbul’a yönelik riskin boyutuna dikkat çekerek, “Asıl soru, depremin olup olmayacağı değil, ne zaman olacağı” ifadelerini kullandı. Özellikle Marmara Denizi’nin kuzeyinde yer alan ve İstanbul’un sadece 16 kilometre güneyinden geçen 110 kilometrelik fay segmentinin hâlâ kırılmamış olması, uzmanlar tarafından en büyük tehlike olarak değerlendiriliyor.
700 BİN CAN KAYBI VE ON BİNLERCE TARİHİ YAPI RİSK ALTINDA
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) verilerine göre, beklenen büyük depremde can kaybı 700 bine ulaşabilir. Kentte yaklaşık 40 bin tescilli tarihi yapının bulunduğu, ancak bu yapıların çoğunun depreme karşı yeterince güçlendirilmediği ifade ediliyor. Washington Post, riskli yapıların güçlendirilmesi sürecinin siyasi gerilimler ve bürokratik engeller nedeniyle sekteye uğradığını belirtti. CHP yönetimindeki İBB ile merkezi hükümet arasında süregelen çekişmelerin de bu süreci yavaşlattığına dikkat çekildi.
TARİHİ MİRAS ALARM VERİYOR
Haberde, İstanbul’un simge yapılarının depreme karşı mevcut durumu da masaya yatırıldı:
Ayasofya: 6. yüzyıldan kalma yapı, tarihi statüsü nedeniyle kapsamlı sismik güçlendirmelerden mahrum. Yalnızca sınırlı onarımlar ve çelik takviyeler uygulanabiliyor.
Yerebatan Sarnıcı: 630 çelik takviye yerleştirilmiş olsa da uzmanlar, alınan önlemlerin yetersiz olduğunu belirtiyor.
Zeyrek Çinili Hamamı: 13 yıl süren restorasyon sonucu modern temellerle donatılan yapıda tam sismik güçlendirme sağlandı. Ancak bu tür örneklerin oldukça nadir olduğu ifade ediliyor.
SİYASİ AYRIŞMALAR RESTORASYONLARI GECİKTİRİYOR
Washington Post’un haberine göre, İstanbul’daki restorasyon ve güçlendirme faaliyetleri teknik bir konunun ötesine geçerek politik bir çekişme alanına dönüşmüş durumda. Örneğin, 2020 yılında Galata Kulesi’nin restorasyonu merkezi hükümete devredilmiş, bu durum İBB tarafından kamuoyuna “kötü yönetim” olarak lanse edilmişti. İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanı Mahir Polat ise görevdeyken yaptığı açıklamada “Bu şehri sonsuza kadar korumak istiyoruz” diyerek tarihi mirasa verilen önemi vurgulamıştı.
DEPREMDEN DEĞİL, HAZIRLIKSIZLIKTAN KORKUN
Uzmanlar, İstanbul’un karşı karşıya olduğu en büyük tehdidin yalnızca fay hattı olmadığını belirtiyor. Mevzuatlar, siyasi ayrışmalar ve kurumsal koordinasyon eksikliği, şehrin afetlere hazırlığını zayıflatıyor. Hem tarihi mirasın hem de insan hayatının korunabilmesi için yerel ve merkezi yönetimlerin iş birliği içinde hareket etmesi, sismik güçlendirme projelerinin hızla ve etkili bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Aksi halde İstanbul, yalnızca fiziksel bir yıkımla değil, tarihsel bir felaketle karşı karşıya kalabilir.
Kaynak:Ekonomim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.