İmamoğlu'na Akın Gürlek davasında beraat kararı
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik açıklamaları nedeniyle yargılandığı davada mahkeme kararını açıkladı.
Mahkeme heyeti, İmamoğlu’nun “hedef gösterme” suçlamasından beraatine hükmederken, “tehdit” suçundan 2 ay 15 gün, “kamu görevlisine hakaret” suçundan ise 1 yıl 5 ay hapis cezası verdi.
Davanın odağında, İmamoğlu’nun kamuoyuna açık etkinliklerde yaptığı eleştiriler yer alıyordu. Verilen cezaların ertelenip ertelenmeyeceği ya da infaz sürecine dair detayların ilerleyen günlerde netleşmesi bekleniyor.
İMAMOĞLU'NUN SAVUNMASININ TAMAMI
Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu, savunmasına "Konuşmam hayat kadar kısa olacak" diyerek başladı ve şu şekilde devam etti:
"Mütalaaya karşı beyanda bulunmadım aslında sadece o güne dair yorumlarımı sizlerle paylaştım. Uygun görürseniz konuşacağım. Hayat kısa zaten. Hayat kadar kısa olacak konuşmam. Burada bulunmamızın sebebi sadece bir panelde söylenecek sözler ile sınırlı kalabilecek değil. Türkiye’nin dönüm noktasında yargılanmamızı bile olması gereken mahkemede yapamıyoruz. Her şey olağanüstü gelişiyor. Geçen duruşmada duygularımı ifade ettiğim konuşmamamı etrafımızdaki riskler karşısında iktidarın da tabiri ile 'İç cephenin güçlendirilmesi gerekiyor. Bundan başka bir yol yoktur' diyerek sözlerimi bitirmiştim. Bu sözlerimin üzerinden 1 ay bile geçmeden olumlu sonuçlar beklerken tam tersi yönünde ilerlemesinin hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyim.
Alelacele ve telaşla yeni iddianemeler ortaya çıkıyor. 18 yaşındaki bir Ekrem hakkında yaptığım bir işlem nedeniyle işlem yapıyorlar. Ben sordum 17 yaşında ne yapacaksınız diye. ‘Vasini çağıracaktık’ diyorlar. Doğru mu diyorlar bilmiyorum.
12 şehit veriyoruz. Şehitlerimizi nasıl verdik bunu bile sorgulayamıyoruz. Hiçbir şey yokmuş gibi mangalda kül bırakmayan kişilerin çıtı çıkmıyor. Bir LGS sınavında bile adaleti sağlayamama seviyesine geldiğimiz bir cenderenin içerisindeyiz
Marttaki operasyonların üzerine ekonomik olarak çok büyük sıkıntıların içerisinde olduğumuz bir döneme girdik. Hukuki düzeni güçlü, hukukun üstünlüğünü uygulayan yarının nesillerini yetiştiren ülkelerin kazanacağını biliyoruz. Ancak bir uydurma stratejilerle ‘Ben ekonomistim’ diyerek yöneten bir kişinin yaşattıklarını çekiyoruz. Dünyanın en büyük faizini veriyoruz, yüzde 46. Böyle bir ülkede yüzde 60’ları bulan maliyetlerde biz buradayız. Bu ülkedeki sanayici, çiftçi üretemiyor. Konkordato ilanlarıyla rekor kıran bir ülkedeyiz. Bu büyüyen kriz özellikle milletimiz içerisindeki gelir dağılımındaki adaletsizlik, asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı bir ülkede biz neler ile uğraşıyoruz."
İmamoğlu'nun ekonomik değerlendirmelerine değindiği sırada Mahkeme Başkanı araya girdi. Bunun üzerine İmamoğlu, sözünü tamamlamak isteyerek, “İzin verin, bitiriyorum. Zaten mesele tam da bunlarla ilgili. 20 saniyede iddianame hazırlanıyorsa, tüm mesele budur” ifadelerini kullandı.
SAVCI'DAN İMAMOĞLU'NA 'BANA BAKARAK KONUŞMA'
Savcı “Bana bakarak konuşmayın” diye İmamoğlu’na tepki gösterdi. Savcı, İmamoğlu’na sesini yükseltti. İmamoğlu, mahkeme başkanına “Savcıya bakarak konuşmak yasak mı? Bakmaya da meraklı değilim” diyerek tepki gösterdi.
"TERÖRSÜZ TÜRKİYE DİYE TARİFLENEN BU SÜREÇ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ"
İmamoğlu, gerginliğin ardından savunmasına şu sözlerle devam etti:
"Burada özellikle şu soruyu not olarak düşelim; ya adalet ya sefalet. Adalet yoksa kıtlık var sefalet var. 4 ay içerisinde İmamoğlu’na karşı yürütülen operasyonlar nedeniyle buradayız. Milletimiz gidip daha dün kurulan ülkelerin kapasında vize için beklemesin. İtibar budur. Türkiye’nin küresel konjonktürünü yerine getirine getirmek yükümlülüğümüzdür. Yarınlar da bizim. Bu sesimizi yazıyla beraber okuyacak kişilere sesleniyorum zor günlerden geçiyoruz. Terörsüz Türkiye diye tariflenen bu süreç bizim için çok önemli. Bizler yurtta barış dünyada barış ilkesini sürdüreceğiz.
Tarihimiz barışçıl siyasetin güçlenmesi için attığımız adımlarla doludur. Ancak ne zaman koltuğu tehlikeye girse millete karşı cephe alanların samimiyetini sorgulamaktan geri durmayız. Orta Doğu’da adeta bir kutup yıldızı gibi parlayacak bölgeyi barışa ulaştıracağız.
MHP VE DEM PARTİ'YE SESLENDİ
MHP ve DEM Parti’ye sesleniyorum. Bu süreci kendi ikballeri için gören akıldan kendinizi ayrıştırın. Sürecin şeffaf, katılımcı kucaklayıcı olması konusunda ciddi adımlar atmalısınız. Nitelikli çoğulculuk için adımlar atılmalıdır. Tarihi adımların sonuçlanması için hukuk dışı uygulamalardan kayyımlardan uzaklaşılmalıdır. Siyaset buradan ikbal aramasın. Burası bir mahkeme salonudur, siyasetin buraya etki etmemesi gerektiğininin altını çizmek istiyorum.
Bu sürecin demokratik ve ortak akıl ile birlikte yürümesi en büyük arzumuzdur. Bu memleket hepimizindir. Ne güzel söylemiş Nazım Hikmet...
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
Bu millet bunu başaracak. İstedikleri kadar sesimizi kısmaya çalışsınlar. Biz hak yemedik hakkımızı da yedirmeyeceğiz. Bugün savunmalarımın en şiddetlisini yapıyorum. Ben yargının siyasete aparat yapılmasıyla mücadele ettim, ediyorum ve devam edeceğim. Kötülük yapanlara ve kötülere karşı mücadelede dim dik ayaktayım, gençliğimin olduğunun da farkındayım."
“Allahım milletimizi kötülüklerden korusun” diyen İmamoğlu’na izleyiciler “Amin” diyerek yanıt verdi.
İmamoğlu'nun avukatı Fikret İlkiz, savcının ve mahkeme başkanının İmamoğlu’nun sözünü kesmesine tepki göstererek savunmasına şu sözlerle başladı:
"Heyetinizi görmek istiyorum ve sizlere hitaben bir savunma yapmak istiyorum. Ayrıca savunmayı yaparken kime yapacağıma kime bakacağıma ben karar veririm. Sanık savunma yaparken araya girilmemesini rica ediyorum. Eğer herhangi bir şekilde bir yanıtla karşılaşırsak ben de uyarımı yaparım.
İmamoğlu’nun ilgili konuşmalarının bant çözümleri eksik olarak zapta geçiriliyor. 'Hakkımdaki iddianameyi içime sindiremiyorum' dedi. Size neden zindandan geldiğini de sordu.Şundan da bahsetti; 'Biz yargılanmıyoruz, direkt cezalandırılıyoruz' Bunlardan bahsetmeden savunma yapmak mümkün değil. Niye bunları tekrar tekrar söylüyorum. Dönüyorum davaya, iddianameye, OdaTV yayınlarına. Savcılardan birisi OdaTV’yi izliyor. Sadece OdaTV’de yer alan bir durum iddianameye işleniyor.
MEHMET PEHLİVAN'IN TUTUKLULUĞUNA TEPKİ
Birkaç satırdan 3 suç çıkardınız hakaret, terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme ve tehdit olduğunu söylediniz. Ekrem İmamoğlu CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın’ın gözaltına alınmasına ilişkin olarak birkaç şey söyledi. ‘Çağrıldığı zaman gelen kişilerin evini basıyorsunuz. Böyle bir muamele yapıyorsunuz. Elinizden ne geliyorsa yapıyorsunuz. Bu zihniyeti söküp atacağız’ dedi. Savcılığa avukat Mehmet Pehlivan dahil avukatlarıyla birlikte gitti. Kendisi size verdiğim belgeyi imzalayamadan içeri atıldı. Eğer olsaydı size verdiğim yazılı savunmayı imzalayacaktı.
Çok mağdur kişinin ismi Resmi Gazete’de yayımlanan HSK kararnamesinde. Terör örgütlerinin hedefine mi koymuş oluyor bu kişileri. Ceza davalarında eleştirilen kişileri bu şekilde anlatmak delildir diyebilirsiniz. O zaman biz herhangi bir savcının yaptığını bir bir sıralarsak, bunlar hakkında haber yazarsak bu kamuoyunu aydınlatmak mıdır, yoksa hedef gösterme midir? Bir haber yayımladık. 'Yasadan üstün savcı' başlıklı bir haber çıkıyor Cumhuriyet gazetesinde hem de tam sayfa. Bununla ilgili ne yapılır hemen dava açılır. Ama aynı savcıyla söyleşi yapıldı.
Çağırdılar Mehmet Pehlivan'ı gitti, tutukladılar. O zaman ev baskınlarına ne gerek vardı. İmamoğlu buradaki konuşmasında ‘Bizim gözümüzü korkutacaksanız bunlar bizi korkutmaz’ diyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.