Erdoğan'ın Başdanışmanı: Referandumsuz anayasa halkın iradesine gasp

Erdoğan'ın Başdanışmanı: Referandumsuz anayasa halkın iradesine gasp
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla gündemdeki yeni anayasa tartışmalarına ilişkin görüşlerini kamuoyuyla paylaştı. Anayasanın halkın onayı olmadan yapılmasının hukuken geçerli olmayacağını belirtti.

“Referandumsuz anayasa, halkın iradesini gasp etmek olur” diyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, halkın söz sahibi olmadığı bir anayasanın meşruiyet zemini olamayacağını ifade etti.

"TERÖRLE İLİŞKİLENDİRME ÇABALARI KARA PROPAGANDA"

Yeni anayasa girişimlerini “terörsüz Türkiye” hedefiyle ilişkilendiren bazı yorumlara da sert tepki gösteren Uçum, bu tür söylemleri “asılsız” ve “kara propaganda” olarak değerlendirdi.

“TBMM’NİN YETKİSİ HALKTAN GELİYOR”

Açıklamasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni bir anayasa yapma yetkisine sahip olduğunu hatırlatan Uçum, bu yetkinin temelinin halk iradesi olduğunun da altını çizdi. Uçum’un açıklamaları, anayasa sürecinin halkın katılımı olmadan tamamlanamayacağı mesajını net bir şekilde ortaya koydu.

ekran-goruntusu-2025-07-06-105334.png

Uçum’un sosyal medya hesabından yayımladığı mesajları şöyle:

“Bugün yeni anayasa hedefine zarar verme girişimlerinden; Terörsüz Türkiye’ye geçişe bağlı olarak yeni anayasa konusunda ileri sürülen asılsız iddialar ile TBMM’nin yeni anayasa yapamayacağına ilişkin abes görüşe değineceğiz.

1-) En büyük çarpıtma “yeni anayasanın Terörsüz Türkiye hedefinin pazarlık unsuru olduğu ve federal yönetime geçiş için istendiği” yalanıdır. Bu kara propogandanın ısrarla yapılması Terörsüz Türkiye hedefine yönelik fikri provokasyondur.

Bilindiği gibi Terörsüz Türkiye hedefi kayıtsız, şartsız ve pazarlıksız bir şekilde yürürlüğe sokulmuş bir devlet politikasıdır. Böyle yürüdüğü de görülüyor.

İmralı çağrısı ve fesih kararı ile bu hedefin muhatapları isteneni yaptı. Bundan sonraki boyut fesih kararının sonuçlarının pratikte gerçekleşmesidir. Anlaşılan o ki pratik süreçler de hayata geçiyor.
Terörsüz Türkiye hedefinde artık geri dönülmez bir yola girildiği her geçen gün daha net anlaşılıyor.
Tüm bu süreçte yeni anayasa konusu Terörsüz Türkiye hedefiyle ‘pazarlık bağlantılı’ hiç bir zaman anılmadı. Zaten görünür ya da olgusal gerçeklikte böyle bir pazarlık söz konusu değildir. Dolayısıyla ortada asılsız iddialardan başka bir şey yoktur.

Elbette Türklerin ve Kürtlerin kardeşliğini ve birliğini kırk yıldır hedef alan terörü her anlamda ve her mecrada devamlı surette sonlandırmak demokratik siyasetin sırtındaki yükleri atacaktır. Terörün eylemine, diline, vesayetine, örgütüne her yerde ve her şartta son vermek Türkiye’de demokratik siyaseti çok daha güçlü hale getirecektir.

En önemlisi terör vesayetinden kurtulan aktörlerin bağımsız demokratik siyaset yapma imkanına kavuşmasıdır. Bu imkanın kıymetini bilmek ve doğru değerlendirmek son derece önemlidir.
Ayrıca terörün sonlandığı şartlarda yeni bir anayasayı hayata geçirmenin koşulları daha fazla olgunlaşacaktır.

Ancak tüm bunları yeni anayasada üniter yapıdan vazgeçme pazarlığı iddiasıyla bağlamak tam bir yalandır. Amaç Türkiye’yi yeni bir aşamaya taşıyacak Terörsüz Türkiye hedefini baltalamaktır.
Oysa kararlılıkla bir ok sefer vurgulandığı gibi yeni anayasanın temeli, Cumhuriyetin ve ilk dört maddenin esasları ile demokratik birikimdir. Türkiye’nin coğrafi bütünlüğü ve siyasi birliği yani üniter yapı vazgeçilemez ilkedir. Üniter yapının siyasi pazarlık için tartışmaya açılması da asla mümkün değildir.

2-) “TBMM’nin yeni anayasa yapamayacağı” iddiası ise bir doktriner gericiliktir.
Asli kurucu iktidar ve tali kurucu (kurulmuş) iktidar ayrımına göre ileri sürülen bu görüşe katılmak mümkün değildir. Bu görüşün normatif bir geçerliliği yoktur, genellikle darbe ve savaş gibi yıkıcı örneklere dayandırılan pozitif (olana ait) bir tespittir ve tamamen eskimiştir. Olağan dönem kurucu iktidar yaklaşımı bu görüşün yetersizliği ve meşruiyet sorunları sebebiyle geliştirilmiştir.

Bugün ise olağan koşullarda geçerli olan ayrım asli kurucu irade olan halk ve temsili kurucu irade olan meclistir. Buna göre TBMM asli kurucu irade olan halk tarafından görevli ve yetkili kılınmıştır. TBMM iradesi sadece cari anayasayla kurulmuş bir iktidar iradesi değildir. TBMM iradesi sadece anayasal normdan doğan norm iradesi değildir.

TBMM’nin iradesi aynı zamanda cari anayasadan önce de varolan sonra da varolacak asli kurucu olan halkın toplumsal ve siyasal temsilciliğinden kaynaklanan norm üstü bir temsil iradesidir.
Yeni anayasa yapma yetkisi halkın asli kurucu irade olarak temsili kurucu irade TBMM’ye verdiği görevden doğar ve tartışılamaz.

Ayrıca belirtelim ki yeni anayasa yapma hakkı halka ait olduğu için TBMM’nin, halkın verdiği görev gereği, yapacağı yeni anayasayı hangi oy sayısıyla kabul ederse etsin halkın onayına sunması yeni anayasanın meşruiyeti açısından zorunludur.

Asil olan halkın onayı olmadan yeni bir anayasayı yürürlüğe sokmak, halkın anayasa yapma hakkını gasp etmek olur. Bu nedenle referandumsuz yeni anayasa yapma senaryolarının hiçbir demokratik ve hukuki kıymeti yoktur."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.