Ayşe Barım davasında karar çıktı

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin açılan davada, organizatörlerden biri olduğu iddia edilen menajer Ayşe Barım ilk kez mahkeme önüne çıktı. Barım’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Gezi Parkı olaylarının planlayıcılarından biri olduğu öne sürülen ve “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlamasıyla yargılanan menajer Ayşe Barım, ilk kez hâkim karşısına çıktı. Hakkında 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası istenen Barım’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

28 Ocak’tan bu yana cezaevinde bulunan Barım’ın yargılandığı dava, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya sanığın yanı sıra avukatları ile sanat dünyasından birçok tanınmış isim de katıldı. Oyuncular Birce Akalay, Bergüzar Korel, Serenay Sarıkaya, Ezgi Mola, Hakan Kurtaş, Metin Akdülger ve Birkan Sokullu, duruşmayı salondan izledi.

gvptermxaaaymvi.jpg

TUTUKLULUĞUNA DEVAM KARARI

Duruşma savcısı, soruşturmanın sağlıklı ilerlemesi açısından Barım’ın tutukluluğunun sürmesini talep etti. Mahkeme heyeti de bu talebi yerinde bularak tutukluluğun devamına karar verdi. Davanın bir sonraki duruşması 1 Ekim 2025’e ertelendi.

AYŞE BARIM'IN SAVUNMASI:

Benimle ilgili bütün iddialar asılsızdır. Bu iddialar sosyal medya hesaplarında kimliği belirsiz kişiler tarafından yayılmıştır. Savunmamı yapmadan kendimden bahsetmek istiyorum. Hürriyet ,ATV, Kanal D'de çalıştıktan sonra kendi şirketim ID İletişim'i kurdum. Bu sektöre çok emek verdim. Bu 23 yıldır ekibim ile birlikte çok önemli işlere imza attık. Sosyal medyada daha çok bot hesaplarca hakkımda çok aşağılayacı iftira kampanyası başlatıldı.

Bu kampanya birlikte çalışmaktan gurur duyduğum bir oyuncum üzerinen haksız para kazandığım yönündeydi. Bu iddialar benim sektörde 'tekelci' sıfatı taşıyan Ayşe Barım yaratıldı. Bu iddiaların üzerinden 1 ay geçmesiyle yeni bir iftira atıldı. Benim Gezi Parkı olaylarını provoke ettiğim üzerine iftiralar atıldı. Polisler evime geldi, 3 gün nezarethanede bekletildim. 27 Ocak'tan beri tutukluyum. Tutukluluğumun 92. gününde iddianamem hazırlandı.

Gezi Parkı eylemlerinin ardından soruşturmalar açıldı, davalar görüldü. Bu soruşturmalarda adım geçmedi. Ama 12 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmekle suçlandım. Ben buna anlam veremiyorum.

'İDDİANAMEDE KIYAFETLERİM AYNI ÇÜNKÜ PARKA BİR KEZ GİTTİM'

Ben Gezi Parkı'na 1 kere gittim. İddianamede de birçok fotoğrafım var ancak üzerimdeki kıyafetim aynı çünkü ben parka 1 kere gittim. O günde de oyuncularım parka gitme kararı almıştı. Bunun üzerine parka gitme zorunluluğum oluştu. Spontan bir karar üzerine oyuncularım setten çıkıp oraya gittiğim için ben de oraya gittim.

'BEN BAŞARILI BİR MENAJER OLARAK YALNIZCA 12'SİNİ Mİ YÖNLENDİREBİLMİŞİM!'

O dönemde orada bir dolu ünlü Gezi Parkı'na gidiyordu. Ünlü isimler Gezi Parkı Oteli'nin yanında toplandı. Orada bir açıklama yapılmak istendi. Oyuncular bir megafonu elden ele gezdirerek açıklama yaptı. Benimle çalışmayan bir çok oyuncu da oradaydı ancak iddianamede hepsi benim oyuncum gibi gösterilmiş. Örnek olarak Şafak Sezer ve Zerrin Tekindor gibi birçok oyuncu o dönem bizimle çalışmıyor. Ancak 2013'te bizimle çalışmıyor diye gösteriliyor. 43 oyuncu ile çalışıyormuşuz o zaman 12 oyuncumuz oradaymış. Ben başarılı bir menajer olarak yalnızca 12'sini mi yönlendirebilmişim?

hahahah.jpg

Telefonda konuşmam benim orada oyuncularımı yönlendirdiğim anlamına gelmiyor. Ben o gün orada olmayan oyuncularım ile de 6 kere konuşuyorum. Ben başarılı bir menajer olarak orada işimi yapıyorum.

'OSMAN KAVALA'YI TANIMIYORDUM'

Ben 2013 yılında Osman Kavala'yı tanımıyordum. Beni Osman Kavala ile Fatih Akın tanıştırıyor ve bu 2014 yılında yaşanıyor. Daha sonradan suçlu bulunan biriyle sonradan tanışmam suçlamalara dahil edilmemeli. Ben Çiğdem Mater Utlu ile 2019 yılında mezunu olduğum Boğaziçi Üniversitesi’nde tanıştım. Gezi Parkı eylemleri zamanında kendisi ile tanışıklığım yok.

'HİÇBİR ZAMAN BİR SİYASİ PARTİNİN GÖRÜŞÜN ÜYESİ OLMADIM'

Yayınlanmayan bir bildirinin tapesi benim adımın da içinde bulunmadığı bir bildiri suç unsuru olarak gösteriliyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Ben öğrencilik hayatımda da profesyonel hayatımda da bir siyasi partinin görüşün üyesi olmadım. Çok da temkinliyimdir, sektörde de böyle bilinirim."

Gezi Parkı olaylarının olduğu yaz ben daha çok Ege kıyılarında ve yurtdışındayım. Bir kere gittiğim Gezi Parkı'nı organize etmem mümkün değil.

'YAŞAM HAKKIMI SİZİN ADALETİNİZ VE VİCDANINIZA BIRAKIYORUM'

Barım savunmasında göz yaşlarını tutamayarak şöyle konuştu:

Buraya girmeden önce tespit edilen kalp rahatsızlığım ve beyin anevrizmam var. Bütün bunlar olurken ben içeride bir sağlık mücadelesi veriyorum. İlk itirazımızda Asliye Ceza Mahkemesi beni tahliye etmişken savcılık beni yeniden tutukladı. Yaşam hakkımı geri istiyorum. Ben yaşam hakkımı sizin adaletiniz ve vicdanınıza bırakıyorum. Ben 1.5 aydır 12 kere hastaneye sevk edildim. İzninizle sağlıklı bir şekilde yaşamak istiyorum.

gvpbhvkwkaaiq5e.jpg

NE OLMUŞTU?

Ünlü isimlerin menajeri ve ID İletişim’in kurucusu olarak tanınan Ayşe Barım, hem sektördeki etkisiyle hem de Gezi Parkı eylemleriyle bağlantılı suçlamalar nedeniyle uzun süredir kamuoyunun gündeminde yer alıyor. Barım hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 30 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Sektörde "tekelleşmeye zemin hazırladığı" iddialarıyla ismi bir dönem çokça tartışılan Ayşe Barım, 24 Ocak’ta gözaltına alınmış, 27 Ocak’ta ise "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Soruşturma kapsamında Barım’ın hem evi hem de ofisinde aramalar yapılırken, sanat camiasından Halit Ergenç, Rıza Kocaoğlu, Mehmet Günsür, Dolunay Soysert, Ceyda Düvenci ve Nejat İşler’in polis eşliğinde adliyeye getirilerek tanık sıfatıyla ifadeleri alındı.

AĞIRLAŞAN SAĞLIK DURUMU NEDENİYLE TAHLİYE TALEBi

Barım’ın avukatları, müvekkillerinin cezaevindeki sağlık durumunun ciddi şekilde kötüleştiğini belirterek tahliye talebinde bulundu. Sağlık raporuna göre Barım’ın kalbinde ileri derecede kapakçık yetmezliği ve ciddi kalınlaşma mevcut. Ayrıca beyin damarlarında, patlama riski taşıyan genişlemiş anevrizmalar bulunduğu ifade edildi. Bu durumun kalbin kan pompalama yetisini büyük ölçüde etkilediği bildirildi.

Barım’ın sağlık durumuna ilişkin raporun yargı sürecine nasıl yansıyacağı merakla beklenirken, mahkemenin tahliye talebine ilişkin değerlendirmesi önümüzdeki günlerde netleşecek.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.