AK Partili Mücahit Birinci’den Fatih Altaylı’nın tutuklanmasına 9 maddelik itiraz
YouTube kanalında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan tehdit içerikli sözler sarf ettiği gerekçesiyle gözaltına alınan Fatih Altaylı, “Cumhurbaşkanını tehdit” suçundan tutuklandı.
Eski AKP MKYK Üyesi Mücahit Birinci, “TCK 310 açık. Bu maddenin tatbiki için ‘fiili saldırı’ olması gerekir. Bu durumda, TCK 310/2 bu olaya uygulanabilir değildir” diyerek Fatih Altaylı’nın tutuklanmasını eleştirdi.
AKP’li Birinci, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
1- ‘Cumhurbaşkanını tehdit’ şeklinde ihdas edilmiş özel bir suç tipi yoktur. Tehdit suçu TCK 106’da düzenlenmiştir.
2- Sarfedilen sözler, gerçekleştirilen davranış muhatap alınan kişi üzerinde ciddî bir korku yaratma açısından sonuç almaya elverişli, yeterli ve uygun değilse, tehdidin oluştuğu ileri sürülemez. Failin söz ve davranışlarının muhatabı üzerinde ciddî şekilde korku ve endişe yaratacak uygunluk ve yeterlilik içerip içermediğinin her somut olayda araştırılması gerekir.
3- TCK 310 ise Cumhurbaşkanına Suikast ve Fiilî Saldırı Suçunu düzenler.
Bu, beyanla ve/veya düşünce ile işlenebilecek bir suç değildir. Hem suikast hem de fiili saldırı ancak ve ancak fiziki bir hareket ile gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla hiçbir beyan TCK 310 kapsamına giremeyecektir.
Mevzuya bakış açımı müsaadenizle daha da açayım, zira artık Fatih Altaylı’yla ilgili tutuklama kararı serdedildi:
1- Altaylı ile meselelere bakışım, büyük oranda, 180 derece farklıdır.
2- 28 Şubat Altay’lısına hala öfkeliyim.
3- Beyan ve sözlerine büyük oranda mesafeliyim. Kendisini de şahsen hiç tanımam.
4- Ancak, hukuki tasarrufların, özellikle hukukçular tarafından, hukuk ve kanun ne ise ona göre ele alınması gerektiğine inancım tamdır.
5- Nasıl ki, Ekrem İmamoğlu tutuklaması isabetlidir diyorsam, terör soruşturmasından o gerekçe ile tutuklama yapılmaması hatalıdır diyorsam, şimdi de, Altaylı’nın tutuklama gerekçeleri isabetsizdir yorumunu hukukçu olarak yapıyorum. Zira hukuki yorum serdederken, ismin benim için önemi yoktur.
6- Siyaseten elli bin şey söyleyebilirim. Söyledim de… Susan biri değilim. 28 Şubattaki “gammaz yazıları” hala aklımda. Ancak şu an mesele hukuk.
7- Biz bu insanları siyaseten veya fikirle yenebiliriz, fikirlerine fikir ile cevap veririz. Fikri yoksa dalga da geçebiliriz. Hangi dilden anlarsa konuşuruz. Bunlarda sorun yoktur. Ancak hukuki yaptırım işi farklıdır. Yargı, siyaset etmenin sahasını daraltmak için kullanılan bir manivela olmamalıdır.
8- Gelelim hukuki tavsifimin daha kapsamlı tekrarına:
TCK 310 açık. Bu maddenin tatbiki için “fiili saldırı” olması gerekir. Bu durumda, TCK 310/2 bu olaya uygulanabilir değildir.
TCK m 106 kapsamında, tehdit suçunun cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapistir. “Kamu görevlisini tehdit” suçun nitelikli hallerinden değildir.
Neticeten, Altaylı’nın ika etmiş olduğu iddia edilen fiil, CMK m 100/4’e göre “üst sınırı 2 yılın üzerinde hapis cezası gerektiren bir suç olmadığı” için tutuklama yasağı mevcuttur.
Dolayısıyla suçu işleyip işlemediği noktasında yorum dahi yapmadan, tutuklama tedbirinin mevcut durumda isabetsiz olduğu kanaatimi açık bir şekilde beyan ediyorum.
9- Siyasi kimliğimle öfkeli olduğum bir şahsa karşı, hukukçu kimliğimle yukarıdaki yorumu yapabiliyor olmamı iyi anlamak lazımdır.
Zira ben hukukun, her kesime, siyasi görüşü ne olursa olsun her vatandaşa lazım olduğuna inanmaktayım.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.