Özgür Erdursun'dan ara zam tahmini! Asgari ücret zammının ne kadar olacağını bilmişti

2025 yılı itibarıyla asgari ücrette yapılan yüzde 30'luk artışla net maaş 22.104,68 TL'ye çıkarıldı. Ancak artan enflasyon ve hayat pahalılığı, bu zammın çalışanların alım gücünü korumaya yetmediğini ortaya koydu. Özgür Erdursun, köşe yazısında bu durumun çalışanlar üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, asgari ücretin ekonomik göstergelerle birebir ilişkili olduğuna vurgu yaptı.

GEÇMİŞTE ARA ZAM YAPILMIŞTI, BU YIL NEDEN GÜNDEMDE DEĞİL?

2022 ve 2023 yıllarında temmuz aylarında sırasıyla yüzde 30 ve yüzde 34 oranlarında ara zam yapılmıştı. Ancak 2024'te yalnızca ocak ayında zam yapılacağı belirtilmiş, temmuzda bir artış olmayacağı açıkça duyurulmuştu. Hükümetin bu kararına rağmen, artan enflasyon ve geçim sıkıntıları temmuz zammını yeniden gündeme taşıdı.

GELİR DENGESİZLİĞİ ARTIYOR, ÇALIŞMA BARIŞI TEHLİKEDE

Erdursun'un analizine göre, açlık ve yoksulluk sınırlarının asgari ücretin çok üzerinde olması ve diğer kamu çalışanlarına yapılacak maaş artışlarının gündemde olması, asgari ücretlinin daha da geri planda kalmasına neden olabilir. Bu durum, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir sorun olarak değerlendiriliyor.

ERDURSUN’DAN ARA ZAM İÇİN OLUMSUZ TAHMİN

Özgür Erdursun, 2025 yılında asgari ücrete temmuz ayında bir ara zam yapılmasının mümkün görünmediğini belirtti. Erdursun'a göre, hükümet doğrudan zam yapmak yerine işverene yönelik destek politikalarını genişletmeyi tercih edebilir. Mevcut durumda 1.000 TL olan asgari ücret desteğinin artırılması, bu stratejinin bir parçası olabilir.

ARA ZAM İHTİMALİ AZ, RİSKLERİ YÜKSEK

Erdursun’a göre, olası bir ara zam:

İşveren maliyetlerini artırabilir,
KOBİ’ler üzerinde ek baskı oluşturabilir,
Enflasyonu yeniden tetikleyebilir.

Bu riskler nedeniyle hükümetin zam yerine alternatif destek mekanizmaları üzerinde çalışması gerektiği ifade etti.

ASGARİ ÜCRET YALNIZCA BİR RAKAM DEĞİL

Asgari ücretin sadece bir maaş kalemi olmadığını belirten Erdursun, bu rakamın ülkedeki ekonomik denge, sosyal refah ve çalışma barışının bir göstergesi olduğuna dikkat çekti. Ücretlilerin gelirlerinde artış yapılmaması halinde toplumun geniş kesimlerinin refah seviyesinin daha da gerileyebileceğini ifade etti.