İran açıkladı: Ülkede hiçbir tesiste uranyum zenginleştirme yapılmıyor

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Pazar günü Tahran'da yaptığı açıklamada, ülkenin nükleer programının mevcut durumuna ilişkin kritik bir itirafta bulundu. Associated Press (AP) muhabirinin sorusunu yanıtlayan Arakçi, Haziran ayında İsrail ve ABD'nin İran'ın zenginleştirme tesislerini bombalamasının ardından Tahran'ın artık ülke içindeki hiçbir tesiste uranyum zenginleştirmediğini resmen doğruladı.

Arakçi, "İran’da gizli hiçbir nükleer zenginleştirme faaliyeti yok. Tüm tesislerimiz Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın denetimi ve gözetimi altında. Şu anda herhangi bir zenginleştirme yok çünkü tesislerimiz saldırıya uğradı,” dedi. Bu açıklama, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) da saldırıdan bu yana tesislerde denetim yapamadığını belirttiği bir döneme denk geldi.

Arakçi, ülkesinin ABD ve diğer ülkelerle müzakerelere yeniden başlaması için şartlarının net olduğunu belirtti. Tahran’ın nükleer programla ilgili mesajının değişmediğini vurgulayan Arakçi, “İran’ın barışçıl nükleer teknoloji geliştirme hakkı inkâr edilemez,” dedi. İranlı yetkili sözlerine şöyle devam etti:

“Bu hakkımız var ve bunu kullanmaya devam edeceğiz. Uluslararası toplumun, özellikle de ABD’nin, bu hakkımızı tanımasını ve bunun İran’ın devredilemez bir hakkı olduğunu anlamasını umuyoruz. Bu haktan asla vazgeçmeyeceğiz.''

ALMAN ŞANSÖLYESİ MERZ'E GÖNDERME

Arakçi'nin bu açıklamaları, Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Siyasi ve Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü tarafından düzenlenen “Saldırı Altındaki Uluslararası Hukuk: Saldırganlık ve Meşru Müdafaa” zirvesinde yapıldı. Zirvenin yapıldığı bina, 2020’de ABD suikastıyla öldürülen General Kasım Süleymani’nin adını taşıyordu. Bina dışında ise savaşta İsrail tarafından öldürülen çocukların fotoğrafları sergilendi. Konferansta İranlı analistler, Haziran ayındaki 12 günlük savaşa ilişkin Tahran'ın perspektifini sunarken, bazılarının Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in "İsrail'in saldırıyı başlatarak aslında 'pis işi' yaptığı" yönündeki sözlerine atıfta bulunması dikkat çekti.

Tahran'dan gelen sert açıklamalara rağmen, İran'ın savaştan sonra zor bir dönemden geçtiği belirtiliyor. İsrail’in, Haziran ayındaki saldırılarda ülkenin hava savunma sistemlerini büyük ölçüde tahrip etmesi, nükleer gerilim sürerken Tahran'ı yeni hava saldırılarına karşı savunmasız bırakabilir. Bu askeri zafiyetin yanı sıra, ağır ekonomik baskılar ve toplumsal değişim talepleri de İran'ın yönetici elitini zorluyor. Hükümetin, geçmişte ülke çapında büyük protestolara yol açan zorunlu başörtüsü yasalarının uygulanması veya devlet sübvansiyonlu benzinin fiyatının artırılması gibi kritik kararları hâlâ ertelemeye devam ettiği biliniyor.