Azerbaycan-Ermenistan barışıyla yeni dönem başladı: Ne anlama geliyor?

Azerbaycan ve Ermenistan, ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğunda Beyaz Saray’da tarihi bir barış anlaşmasına imza attı. Liderler İlham Aliyev ve Nikol Paşinyan, onlarca yıldır süren çatışmaların sona erdiğini duyurdu. Anlaşma, Dağlık Karabağ meselesini kapatırken Güney Kafkasya’da jeopolitik dengeleri de kökten değiştirecek.

TARİHİ İMZALAR BEYAZ SARAY’DA ATILDI

Trump, “Azerbaycan ile Ermenistan arasında barışı sağlamayı başardık” diyerek anlaşmanın süresiz olduğunu açıkladı. Aliyev, bildirinin yeni bağlantı hatları, yatırımlar ve istikrar getireceğini söylerken; Paşinyan, karşılıklı egemenlik ve toprak bütünlüğüne dayalı yeni bir dönemin başladığını vurguladı. Her iki lider de Trump’ın Nobel Barış Ödülü’ne layık olduğunu belirtti.

AMERİKAN ŞİRKETLERİ SAHADA OLACAK

Anlaşma, “Trump’ın Uluslararası Barış ve Refah Rotası” adı verilen ulaşım koridoru üzerinde ABD’ye çalışma hakkı tanıyor. Trump, Amerikan şirketlerinin altyapı, enerji, ticaret ve yapay zeka alanlarında yatırımlar yapacağını, ayrıca güvenlik koordinasyonu kısıtlamalarının kaldırıldığını duyurdu.

ZENGEZUR KORİDORU’NDA RUSYA DEVRE DIŞI

En kritik başlık ise Zengezur Koridoru. Ermenistan’ın İran sınırındaki 43 kilometrelik bu hat, Azerbaycan’ı Nahçıvan ve Türkiye’ye bağlıyor. 2020 ateşkesiyle Rusya’nın kontrolüne verilen koridorda artık ABD’nin söz sahibi olması bekleniyor. Bu durum, Moskova’nın Güney Kafkasya’daki son stratejik kozunu kaybetmesi anlamına geliyor.

ERMENİSTAN’IN EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞI GÜÇLENECEK

Koridor, Ermenistan’ın Rusya’ya olan ticari bağımlılığını kırarak ülkeye yeni yatırım fırsatları sunacak. Azerbaycan ise önemli bir lojistik merkezi haline gelecek. Türkiye’nin “Orta Koridor” projesindeki rolü güçlenecek ve Avrupa’dan Çin’e uzanan ticaret hattında etkinliği artacak.

BÖLGESEL TEPKİLER

Türkiye, barışa yönelik ilerlemeden memnuniyet duyduğunu açıkladı. İran, anlaşmayı olumlu karşılasa da sınırlarına yabancı müdahaleye karşı uyardı. AB, İngiltere ve NATO ise süreci “cesur bir adım” ve “önemli bir gelişme” olarak değerlendirdi.