Büyük İskender'in babasına ait olduğu sanılan iskelet başka biri çıktı
Yeni yapılan analizler, geçmişte Büyük İskender’in babası olarak tanımlanan erkek iskeletin, II. Philip’ten en az 20 yıl önce yaşamını yitirmiş kimliği belirsiz bir aristokrata ait olduğunu gösterdi. Arkeologlar, bu kemiklerin muhtemelen kraliyet ailesinden birine ait olduğunu kabul etse de, mezarın sahibinin tam kimliği halen netlik kazanmış değil.
1977 yılında keşfedilen ve Argead Hanedanı üyelerine ait olduğu bilinen Büyük Tümülüs, uzun süredir arkeolojik tartışmalara konu olmuştu. Daha önceki değerlendirmelerde, I Numaralı Mezar’da II. Philip, eşi Kleopatra ve bebek oğullarının kalıntılarının bulunduğu düşünülüyordu. Bu iddialar, Philip’in MÖ 336 yılında, ilk eşi Olympias’ın talimatıyla öldürüldüğü ve böylece oğlu İskender’in tahta çıkmasının sağlandığı teorisiyle desteklenmişti.
Ancak, yapılan son bilimsel analizler bu teoriyi geçersiz kılıyor. Radyokarbon tarihleme, genetik testler, izotop analizleri ve osteolojik incelemelerin ardından araştırmacılar, mezardaki yetişkin erkek iskeletinin MÖ 388-356 yılları arasında gömüldüğünü belirledi. Bu bulgu, iskeletin kraliyet suikastinden onlarca yıl önce öldüğünü ortaya koyuyor.
Aynı mezarda bulunan kadının ise 18-25 yaşları arasında öldüğü tespit edildi. Bilim insanları, mezardaki bireylerin II. Philip ve Kleopatra ile herhangi bir bağının olmadığını net biçimde ifade ediyor:
“Bu mezar, II. Philip ve eşi Kleopatra ile ilişkili değildir.”
Mezarda bulunan bebek kalıntılarının ise mezarla ilgisi olmayan başka bir döneme ait olduğu belirlendi. Araştırmalara göre, burada yer alan kemikler en az altı farklı bebeğe ait ve bu bebeklerin MÖ 150 ile MS 130 yılları arasında, yani Roma döneminde mezara defnedildiği anlaşıldı. Bulgulara göre, Roma döneminde çocuklarını kaybeden bazı aileler, halihazırda açık olan bu mezarı kullanarak ölü bebeklerini buraya gömmüş olabilir.
Muhtemelen, mezar MÖ 3. yüzyılda Kelt mezar soyguncuları tarafından açılmış ve Roma dönemine kadar bu giriş görünür durumda kalmıştır. Bu nedenle, bebek kalıntılarının kraliyet ailesine ait olabileceği yönündeki iddialar da tamamen çürütüldü.
Araştırma ekibi, önceki varsayımların geçersiz olduğunu şu ifadeyle netleştiriyor:
“Bu mezardaki kemiklerin II. Philip, eşi Kleopatra ve onların yeni doğan çocuklarına ait olduğu yönündeki iddiaların bilimsel bir temeli yoktur.”
Kimliği hâlâ belirlenemeyen bu yetişkin bireylerin kim oldukları ise bilinmezliğini koruyor. Araştırmacılar, kesin kimlik tespiti yapmaktan kaçınıyor. Ancak tümülüsün ihtişamlı yapısı, mezarın önemli bir kişiye ait olduğu görüşünü güçlendiriyor:
“Bu mezar, büyük ihtimalle II. Philip’in öldürülmesinden yıllar önce, genç ya da orta yaşta hayatını kaybetmiş yüksek rütbeli bir kişiye — belki de bir krala — ait olmalı.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.