İSİG Meclisi: 13 yılda en az 2 bin 728 genç işçi yaşamını yitirdi

İSİG Meclisi: 13 yılda en az 2 bin 728 genç işçi yaşamını yitirdi
Ölümlerin 349'u İstanbul, 120'si Antalya, 108'i İzmir, 104'ü Konya, 100'ü Manisa, 92'si ise Ankara'da meydana geldi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, son 13 yılda en az 2 bin 728 genç işçinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

İSİG Meclisi, Ocak 2013 ve Nisan 2025 yılları arasındaki verilere ilişkin Genç İşçiler İş Cinayeti Raporu’nu yayımladı.

"Yarınımız olan gençlerimiz için bugün mücadele etme zamanıdır" başlığıyla paylaşılan raporda, son 13 yılda en fazla 25 yaşında olan en az 2 bin 728 genç işçinin "iş cinayetleri" sonucu hayatını kaybettiğine yer verildi.

Rapora göre 2013'te 193, 2014'te 226, 2015'te 222, 2016'da 233, 2017'de 232, 2018'de 225, 2019'da 206, 2020'de 202, 2021'de 174, 2022'de 252, 2023'te 260, 2024'te 239 ve bu yılın dört ayında 64 olmak genç işçi hayatını kaybetti.

Bu ölümlerin 349'u İstanbul, 120'si Antalya, 108'i İzmir, 104'ü Konya, 100'ü Manisa, 92'si ise Ankara'da meydana geldi.

İnşaat ve yol yapım işlerinde çalışan 718, tarım ve orman işlerinde çalışan 445, konaklama işlerinde çalışan 241, taşımacılık işlerinde çalışan 180, metal işlerinde çalışan 164 genç hayatını kaybetti.

"ÖRGÜTLENMEK, MÜCADELE ETMEK VE DİRENMEK GEREKİYOR"

Gençlerin 19 Mayıs'ı bayram olarak kutlayamadığı belirtilen raporda, şöyle denildi:

"Bugün 19 Mayıs… Gençlerimiz bayram kutlayamıyor. Zira 'Yarınımız' dediğimiz gençlerimiz, sağlıklı ve güvenli yaşaması, okuması, çalışması gerekirken yoksulluk, güvencesiz işçilik, gericilik, şiddet, geleceksizlik ve iş cinayetleri cenderesi altındalar. Özellikle AKP döneminde hayata geçirilen eğitim, istihdam ve sosyal politikalar her geçen gün gençlerin geleceğini ellerinden aldı ve sermaye için ucuz iş gücü haline getirdi. Ancak gençlerimiz bayram kutlayamıyor desek de umut dimdik ayakta."

Raporda, AKP iktidarının 2025'i “Aile Yılı” ilan ettiği hatırlatılarak “gençlere dayatılan gerçekliğin” ucuz iş gücü ihracı olduğu vurgulandı.

Raporda şu ifadelere yer verildi:

“2025'in 'Aile Yılı' ilan edilmesinin muhatapları kadınlar ve çocuk işçiler olduğu kadar diğer bir muhatabı da genç işçilerdir. Ancak Türkiye’nin genç nüfus avantajını kaybetmesi gerekçesiyle gençlere vaad edilenler gerçeği yansıtmamaktadır. Zira Türkiye sanayisinin dünya pazarlarında, özellikle AB pazarında var olmasının yegâne yolu ucuz iş gücü ihracıdır ve gençlere dayatılan gerçeklik de budur. Tam da bu noktada üç temel talebimiz var:

İstihdam politikaları yeniden yapılandırılmalı, gençlerin insanca yaşayabilecekleri ücret, iş güvenceleri ve sağlıklı-güvenli çalışabilecekleri ortamlar sağlanmalıdır.

Yükseköğrenim teşvik edilmeli, parasız olmalı, müfredat bilimin ışığında yapılandırılmalıdır. Gençlere dönük sosyal ve kültürel politikalar geliştirilmelidir.

Yaşam alanlarımız uyuşturucu, kumar ve çeteleşmeden temizlenmelidir. Gençlerin üzerindeki baskılar sona ermeli ve siyasal-sosyal mücadelelerini engelleyen tüm uygulamalara son verilmelidir.

Ancak bunları sistem içinde ifade etmek tek başına bir anlam ifade etmiyor. Örgütlenmek, mücadele etmek ve direnmek gerekiyor.”

Kaynak:ANKA HABER AJANSI

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.