Ege Denizi'ndeki depremler aylarca sürebilir: 9 dakikada peş peşe üç deprem!

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, saat 17.04’te 4,0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bu sarsıntının ardından sadece 3 dakika sonra, saat 17.07’de 4,2 büyüklüğünde bir deprem daha kaydedildi. 2 dakika sonra, yani 17.09’da aynı büyüklükte bir deprem daha gerçekleşti. Tüm depremlerin merkez üssü, günlerdir deprem fırtınasıyla sarsılan Ege Denizi olarak belirlendi.

"DEPREMLER AYLARCA SÜREBİLİR"

Ege Denizi'ndeki depremler, özellikle Yunanistan'da büyük paniğe yol açarken, Santorini Adası’nda neredeyse hayat durma noktasına geldi. Uzmanlar, bu sismik hareketliliğin volkanik bir patlamaya yol açmaksızın uzun süre devam edebileceğini ifade ediyor.

"VOLKANİK VE TEKTONİK HAREKETLERLE ŞEKİLLENMİŞ BİR BÖLGE"

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gonca Kuşcu, Ege Denizi'ndeki bu tür sismik hareketliliklerin bölgenin jeolojik yapısından kaynaklandığını belirterek, “Ege Denizi’nin, volkanik ve tektonik hareketlerle şekillenmiş bir bölge olduğunu unutmamak gerekir” dedi.

EGE VOLKANİK YAYI VE OLASI RİSKLER

Prof. Dr. Kuşcu, bu hareketliliğin özellikle Kristiana-Santorini-Kolumbo volkanik sistemi içinde gerçekleştiğini belirtti. Bölgedeki 25 küçük denizaltı volkanının varlığına dikkat çeken uzman, bölgenin Güney Ege Volkanik Yayı olarak bilinmesi gerektiğini söyledi.

Bu yay üzerindeki iki ana volkanik alanın Santorini-Kolumbo ve Datça-Bodrum açıklarındaki İstanköy-İncirli-Sakarcılar bölgeleri olduğunu vurgulayan Kuşcu, şu bilgileri verdi:

"Santorini-Kolumbo Volkanik Alanı geçmişte geniş bir kül serpintisine yol açtı.

İstanköy-İncirli-Sakarcılar Bölgesi ise özellikle Datça ve Bodrum yarımadalarında kül ve pomza birikintilerine sebep oldu."

Kuşcu, "Bu depremlerin volkanik ya da tektonik bir süreçten kaynaklandığını zamanla göreceğiz. Ancak, volkanik bir patlama yaşanırsa, 30 kilometrelik bir çap içinde risk oluşturabilir" dedi.

TSUNAMİ RİSKİ DE VAR

Uzmanlar, bölgede meydana gelebilecek volkanik hareketlilik, depremler veya deniz tabanındaki heyelanlar nedeniyle tsunami riski bulunduğunu da vurguluyor.