Depremler sonrası kritik adım! Çimento yerine mantar tuğla
Amerika Birleşik Devletleri'nin Montana eyaletinde yürütülen dikkat çekici bir araştırma, inşaat dünyasında ezber bozan bir gelişmeyi beraberinde getirdi. Bu yenilik, karbon salımı yüksek çimentoya çevreci bir alternatif sunma potansiyeli taşıyor.
DAYANIKLI YAPI
Çalışma, mantarların toprak altında geliştirdiği lifsi yapı olan miselyum üzerine kurgulandı. Normalde yumuşak ve esnek olan bu ağ, özel işlemlerle sertleştirilerek dayanıklı bir yapıya dönüştürüldü. Araştırmacılar bu miselyum ağına, kalsiyum karbonat üretme yeteneğine sahip bakteriler entegre etti. Ortaya çıkan bileşim, hem taşıyıcı özellik gösteren hem de canlı formda kalabilen bir yapı malzemesi sundu.
Yeni malzeme, biyolojik olarak yaklaşık dört hafta boyunca aktif kalabiliyor ve bu süreçte çatlakları onarma ya da çevresel değişimlere uyum sağlama gibi işlevleri yerine getirebiliyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR İNŞAATIN ANAHTARI OLABİLİR Mİ?
Araştırmanın başındaki isim olan Dr. Chelsea Heveran, CNN International’a verdiği röportajda, bu yeniliğin yapı sektöründe sürdürülebilir üretim anlayışına geçiş açısından dönüm noktası olabileceğini söyledi. Heveran, dünya genelinde yılda 4 milyar tondan fazla çimento üretildiğini ve bu üretimin küresel karbon salımının %8’ine denk geldiğini hatırlatarak, "Doğal kaynakları temel alan biyomalzemeler yaygınlaştığında, inşaat sektörü çevreyle daha uyumlu hale gelebilir" dedi.
BİNALAR ARTIK SADECE TAŞ YIĞINLARI OLMAYACAK
Yeni geliştirilen bu malzeme yalnızca güçlü ve uzun ömürlü değil, aynı zamanda "akıllı" özellikler de taşıma potansiyeline sahip. Araştırma ekibi, bu malzemenin gelecekte hava kalitesini ölçebilen, çatlakları tespit edip kendini onaran ve nem seviyesini izleyebilen yapılar üretmekte kullanılabileceğini ifade etti. Böylece, yapılar sadece pasif barınaklar olmaktan çıkarak çevreyle etkileşim kurabilen aktif sistemlere dönüşebilir.
AFET BÖLGELERİ İÇİN UMUT
Bilim insanlarına göre, bu biyolojik yapı malzemesi afet bölgeleri, altyapısı zayıf bölgeler ve uzay gibi zorlu koşullar için de umut vadediyor. Geleneksel yapı malzemelerinin taşınması ve kullanılması oldukça zahmetli ve enerji yoğunken, bu yeni malzeme düşük enerjiyle üretilebiliyor ve yerinde kolayca uygulanabiliyor. Bu yönüyle hem sürdürülebilirliği destekliyor hem de kriz anlarında hayat kurtarıcı çözümler sunma potansiyeli taşıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.