Otomotiv üreticilerinden geri adım: Elektrikli araçlar gözden düşüyor
Pandemi döneminde üretimdeki aksamalarla tüketici, bulabildiği her araca yöneldi. Elektrikli araçlara olan ani talep artışı, iklim hedefleriyle birleşince Avrupa’da sıfır emisyon politikaları hız kazandı. Ancak artan maliyetler ve teşviklerin çekilmesiyle büyüme hızı düştü. Türkiye’de de Togg etkisiyle artan ilgi, son dönemde fiyatların yükselmesiyle yavaşladı.
Pandemiyle birlikte hızlanan elektrikli araç yatırımları, Avrupa’daki teşviklerin son bulmasıyla yavaşladı. Dünya Gazetesi’nde yer alan habere göre Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, otomotiv üreticilerinin artık yalnızca elektrikli veya hibrit üretme hedeflerinden geri adım attığını açıkladı.
MARKALAR TEKNOLOJİK BENZİNLİ MOTORLARA GERİ DÖNÜYOR
Eroldu, “Artık markalar yalnızca elektrikli ve hibrit yapmak istemiyor. Herkes içten yanmalı motorları elde tutmaya çalışıyor” diyerek, firmaların üçlü üretim modeline (elektrikli, hibrit ve benzinli) yöneldiğini vurguladı.
Türkiye özelinde hibrit araçlara vergi avantajı olmaması, tüketiciyi benzinli modellere yöneltiyor. Eroldu, “Firmalar hibrit ile benzinli arasında fiyat farkını düşürmek için kârından feragat ediyor. Aksi halde benzinli daha çok satılıyor” dedi.
Renault CEO’su Luca de Meo’nun sözlerini hatırlatan Eroldu, “ICE (içten yanmalı) motorlar hâlâ kâr getiriyor. Bu motorları çevreye daha duyarlı hale getirerek hibrite yakın performans elde etmek mümkün” diye konuştu.
AVRUPA’DAKİ ATIL KAPASİTE TÜRKİYE İÇİN RİSK OLUŞTURUYOR
Elektrikli araç üretiminin düşmesiyle Avrupa’da atıl kapasite ortaya çıktı. Eroldu, “Bu kapasite Türkiye pazarına yöneliyor, bu da fiyat rekabetini artırıyor. Ama bu sürdürülebilir değil, bazı fabrikalar kapanmak zorunda kalabilir” uyarısında bulundu.
Türkiye’deki yatırım iklimine dikkat çeken Eroldu, “Sanayimiz duramaz. 10 yılda 10 milyar dolarlık yatırım yapıldı. İki yeni fabrikanın da devreye girmesiyle ihracat payımız yüzde 20’nin üzerine çıkabilir” ifadelerini kullandı.
“ABD’DEKİ GELİŞMELER BİZİ ÇOK ETKİLEMEZ”
Eroldu, ihracatın büyük kısmının Batı Avrupa’ya yapıldığını belirterek, “Bizim odak pazarımız Avrupa. Ürünlerimizi Avrupa teknik mevzuatına göre hazırlıyoruz” dedi.
ABD’YE TRAKTÖR İHRACATI BİR FIRSAT OLABİLİR
Kamyon ve otobüs segmentlerinde ABD pazarının farklı olduğunu vurgulayan Eroldu, traktör ihracatında Türkiye’nin avantaj sağlayabileceğini, özellikle Çin’den ihracatın azalması durumunda fırsat doğacağını söyledi.
Mevcut durumda 2,2 milyon olan kurulu kapasiteye Togg ve yeni yatırımlarla birlikte 500-600 binlik ek kapasite eklenecek. Hedef, bu kapasitenin doluluk oranını artırmak.
Eroldu, genel olarak sanayinin kapasite kullanımının yüzde 65-70 arasında sabit olduğunu ancak kamyon ve traktör üretiminde düşüş yaşandığını belirtti. Bu daralmanın Avrupa’daki olumsuz seyri yansıttığını söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.